Hayvan Hakları Savunucularının karşı çıktıkları hatta Anayasa Mahkemesine iptali için dava bile açtıkları yeni yasal düzenlemeler ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerde Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde konu enine boyuna tartışıldı. Yeni yasaya göre nüfusu 25 binin üzerinde olan ilçe belediye sınırları içerisinde sokak hayvanları için toplama merkezleri ve barınakların oluşturulması gerektiği , nüfusu 25 binin altında olan ilçe belediyeleri tarafından da toplama ekiplerinin oluşturulacağını bu tartışmalar sırasında öğrendim.

Sarıcakaya Belediye Başkanı Ahmet Dönmez Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin mayıs ayı olağan toplantısında konuyu gündeme getirerek, “ 5199 sayılı yasada yapılan değişiklikler Meclis'te kabul edildikten sonra yürürlüğe girdi. İlçelerimizde vatandaşlarımız bu konuyu bize sıklıkla sormaktalar. Şimdi, 25 bin nüfus üzerindeki belediyeler ile büyükşehir belediyeleri doğal olarak barınak yapmakla yükümlü kılındı. Eskişehir’in ilçelerinde, merkez ilçeler olan Odunpazarı ve Tepebaşı belediyeleri dışında, bu kapsamda olan bir belediyemiz, benim bildiğim kadarıyla bulunmuyor. İçişleri Bakanlığımız mülkiye müfettişleri tarafından düzenlenen raporlar, belediyelerimize iletildi. Sarıcakaya ilçesi özelinde belirtmem gerekirse, toplama heyetlerini oluşturduk. Ancak biliyorsunuz ki, toplama heyetlerini kurmamız yetmiyor. Ne yapmamız gerekiyor? Topladığımız köpekleri bir yere ulaştırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Bu konuşmanın ardından söz alan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “45 bin hayvan için 10’ar metrekarelik alan ayırmamız gerektiğini düşündüğümüzde, 450 bin metrekarelik bir alana ihtiyaç duyulmaktadır. Odunpazarı Belediyesi olarak, mevcut barınağın bitişiğinde bulunan 20 dönümlük (yani 20 bin metrekarelik) alanı almak için ısrarla başvurmamıza rağmen, bu alanı edinemedik. Dolayısıyla, bu aşamada barınağımıza yeni köpek kabul etme şansımız yoktur. Zira yasa çok açıktır. Bu yasa ve yönetmelikleri uygulamakla yükümlü olan veterinerler de “Ancak bu kadar kısırlaştırabiliriz” demektedir. Günlük kısırlaştırma sayısı bellidir; örneğin günde 10-20 kısırlaştırma yapılabiliyor. Bu işlemlerin maliyeti, Odunpazarı Belediyesi’ne en düşük 3 bin liradır. Bakanlığın bize ödediği ücret ise yalnızca 150 liradır” diye konuştu.

Yine aynı konuyla ilgili olarak Tepebaşı belediye Başkanı Ahmet Ataç da, “Şehrin her yerine barınak yapsanız dahi yetmez. Şehre nereden köpek geliyor? Kırsaldan köpek geliyor. Kırsalı çözmezseniz, şehirdeki köpek sorunu ortadan kalkmaz. Yani denetlenemez. Devlet, bakanlıkları bu işin içine alıp kırsalın çözümüne yönelmelidir. Örneğin, Orman Bakanlığı’na veya diğer ilgili bakanlıklara görev verilmelidir” dedi.

Öyle düzenleme yapılmış ki “aşağı tükürseniz sakal, yukarı tükürseniz bıyık” hesabı… Bir taraftan belediyelere ciddi sorumluluk yüklenirken, diğer taraftan denetimler ve cezalar ile karşı karşıya bırakılmaları da çok anlaşılabilir bir durum değil. Sokaktaki canlarımız muhakkak ki çok önemli. Ama çözüm konusu yeterince tartışılmamış, pratik çözümlere yeterince kulak verilmemiş. Binlerce hayvanı toplamak ve bir yere hapsetmek çok da mantıklı olmadığı gibi, işin tüm sorumluluğunu belirli bir nüfusa sahip ilçelerin sırtına yıkmak hayvanseverler ile bu belediyeleri karşı karşıya bırakmak anlamına da gelir… Gerçekten bir garip uygulama ve araya sıkışmış belediye yönetimleri… Peki, ne olacak bu işin sonu, çözüm nedir? Onu da bekleyip göreceğiz…