Kafa yaptığımı sanmayın.

Gerçekten bu konuyu şöyle bir araştırayım dedim. Memorial Hastanelerinin sitesinde karşıma çıkan bilgileri şimdi sizlerle paylaşayım.

Önce tarifle başlayalım.

“Balkabağı Nedir?

Bal kabağı, kabakgiller ailesinde yer alan bir besindir. Dış kısmı çıkıntılı, sert ve yuvarlak, turuncu renkli bir gıda olarak bilinmektedir. Bal kabağı içerisinde tohum ve etli kısım bulunur. Lifli bir meyve olan bal kabağı, potasyum, kalsiyum, magnezyum, sodyum ve demir içermektedir.

Balkabağının Besin Değeri Nedir?

80 gr haşlanmış bal kabağı içerisinde şu besin değerleri yer almaktadır: 10 Kalori, 0.5 gr protein, 0.2 gr yağ, 1.5 gr karbonhidrat, 1.4 gr şekerler, 1.2 gr elyaf, 67 mg potasyum, 764 mcg karoten, 6 mg C vitamini. Sahip olduğu besin değeri ile balkabağı günlük A vitamini ihtiyacının %100'ünden fazlasını, günlük C vitamini ihtiyacının neredeyse %40'ını, magnezyum ihtiyacının hemen hemen %15'ini, potasyumun %12'sini ve kalsiyum ihtiyacının yaklaşık %7'sini karşılar. Besine rengini veren beta-karoten ve alfakaroten açısından zengin olan balkabağı bağışıklığı güçlendirir, A vitamini, lutein ve zeaksantin içeriği sayesinde göz sağlığını korur.

Balkabağı Faydaları Nelerdir?

Bal kabağı meyvesi içerisinde A, C ve E vitaminlerini barındıran besleyici bir besindir. Bağışıklığı güçlendirerek vücudu enfeksiyonlara karşı daha dirençli hale getirir, gözleri ultraviyole ışınlardan korur, sindirimi iyileştirir, tansiyonu dengelemeye yardım ederek kalp sağlığını korur. Kan şekerini dengeler. Balkabağı ayrıca vücuda su sağlar ve cildin yenilenmesine yardımcı olur. Balkabağı cilt sağlığını korur. Katarakt gibi göz hastalıkları riskini azaltır. Bağışıklık sistemini destekler. Özellikle kolektral kanser başta olmak üzere kanser riskini azaltır. Sindirime yardımcı olur”

Eee.. Daha ne isteyelim? Derler ki, “Bundan iyisi Şam da kayısı!”

Nereden aklıma geldi? Bunca gürültünün, siyasi çekişmenin arasında Tepebaşı Belediye tarafından düzenlenen “3. Kızılinler Bal Kabağı Panayırı” haberlerinin ardından bir değerlendirme yapmak istedim. Renkli görüntülerinde oluştuğu bu panayır haberleri önümüze düşünce “çorbada bizimde tuzumuz bulunsun” diye size yukarıdaki bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Bu kadar kasvetli havanın olduğu, siyasi tansiyonun hiç düşmeyecekmiş gibi yükselmeye devam ettiği ortamda belki faydalı birkaç bilgiyi sizlerle paylaşmış olurum, belki kabak panayırı ile yüzlerinize bir tebessüm çiçeği açtırırım diye düşündüm…

Hani enine boyuna baktığınızda konu “Bal Kabağı panayırından” çok daha fazlasıymış meğer. Ama biz bu inceliğin farkında değilmişiz. Bir ara Eskişehir’de Yılmaz Hoca ile gündeme gelen “Kabak Tarlası” hikayesi vardı. Onu da hatırladım “Bal Kabağı Panayırı” haberlerini görünce. Ne dersiniz? Bal Kabağı dediğiniz şey öyle yabana atılacak bir konu değilmiş değil mi?