Merhum Edip Akbayram otantik sesiyle kendine has yorumuyla şöyle söylüyor : “Sen her gece rüyalarımda. Gelip bana ağlıyorsun. Bense bir türkü tutturdum. Gece gündüz söylüyorum. Duyup beni dinliyor musun?

Hava nasıl oralarda? Üşüyor musun? Kar yağıyor saçlarıma. Bilmiyorsun”

Birkaç gün önce çay ocağı işletmeciliği yapan dostum Ali Osman Bey ile yolda karşılaştık. Ayaküstü “çay ikram edeyim” dedi. Teşekkür ettim kendisine sonra sordu, “Piyasalar nasıl?” Şaşırmadım soruya… Ancak işin aslı soran, sorulandan daha hakim piyasalara. Biz ayaküstü sohbet ederken hemen yanı başındaki bir başka esnaf arkadaş sohbetimize dahil oldu. Piyasalarda her zaman bayram sonraları bir durgunluk yaşandığı ortak paydasında buluştular her ikisi. Ben de Ali Osman bey’e şöyle bir soru yönelttim, “Nasıl esnaf bayram öncesinde ortalama kaç söylüyordu, bayramdan sonra kaç çay söylüyor!” Sonra esnafa götürdükleri çay satışlarında yavaşlamanın dikkat çekici boyutta olduğunu anlattı. Ben de kendilerine, “o zaman başka sorum yok, hakim bey!” deyip espri yaptım. Doğrusu piyasalarda durumu özetleyen en çarpıcı yorum bu olsa gerekti…

Sonra aynı zamanda dizi oyunculuğu da yapan Kamil bey ziyaretimize geldi. Kamil bey aynı zamanda yazıcı ve bilgisayar bakım onarım işlerinin yanı sıra toner dolum işleri ile de uğraşıyor. Laf lafı açtı sohbet piyasaların durumuna gelince ben kendisine, “İşler nasıl?” diye sordum.. Kamil bey bayram öncesinden başlayarak işlerde çok ciddi bir düşüş yaşadığını belirterek, “Eskiden günde en az 5-6 kez telefonum çalardı. Epeydir günde bir kez bile telefonumun çalmadığı oluyor. Piyasalar gerçekten çok durgun” cevabını verdi. Bu arada kendisine “piyasada işi iyi olan yok mudur?” diye bir başka soru yönelttim. Kamil bey vicdanlı bir adamdır. O sebeple onun yorumu acaba benim gözlemlerimi destekliyor mu merak ettiğim için sordum. Şöyle söyledi; “İllaki işi iyi olan bir kesim var. Her kötü dönemde para kazananlar da oluyor. Ancak bu oran yüzde 20’yi bulmaz!” Ve kafe işletmecisi bir dostunun anlattıklarını da nakletti. Kafe işletmecisi kendisine, daha bir yıl öncesine kadar ağzına kadar çakılı kafe işletmesinin artık iki katının sadece üç masa yukarıda üç masa alt katta sadece 6 masayla hizmet verdiğini, günlük cirolarının toplamının personel ve kira giderlerini bile karşılamadığından yakınmış.

Yukarıdaki görüş ve yorumlar sokakta karşılaştığımız insanımızdan bire bir dinlediklerimizden ibaret. Yaşayanların, yaşadıkları gerçekleri naklettim. Bunları gören, okuyan ve duyan olur mu? Sanmıyorum ama bizim görevimiz bunları iletmek, nakletmek ve dile getirmek.

Doğrusu emeklinin hali ortada, esnafın durumu böyle, çalışanlar isyanlarda… Ne diyor en önemli kamu işyerlerinden birinde örgütlü sendika başkanı Hasan Atak, “Biz hava İkmal işçisinin 36 bin lira aldığına kamuoyunu inandıramıyoruz!”

Gerçekten toplumun her kesiminden insanlar ses yükseltmeye tepki göstermeye başlamışlarsa… İnsanların üşümeye başladığının farkına varılmalı değil mi?, Bir daha söyleyelim, “Hava nasıl oralarda üşüyor musun?”