Hayırlı olsun diyeceğimiz o kadar çok şey var ki! Nereden başlasak, nasıl başlasak? Hadi siyasetten başlayalım…

CHP Bu hafta sonuna kadar Büyükşehir Belediye Başkan adayını açıklayabilirmiş(!) Kim söylüyor? “Kuşlar öyle bir mesaj getirdi!” Aynı zamanda AK Parti aralarında Eskişehir’in de bulunduğu bazı şehirlerde büyükşehir adaylarını Aralık ayı bitmeden açıklayabilirmiş. Bunu kim söylüyor? Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından yapılan çıkarımlara dayanarak bazıları iddia ediyor. Zaten MHP Eskişehir’de Cumhur İttifakı olarak açıklanacak olan adayı destekleyeceğini ilan ettiği için o cephede değişen bir şey yok.

İYİ Parti’de açıklanan aday Melih Aydın isimi açıklandıktan sonra hızlı başladı tez yoruldu. Önce binaların cepheleri resimleri ile kaplandı, billboardlar süslendi ama Nebi Hatipoğlu’nun istifasıyla başlayan süreçte domino taşı gibi istifalar art arda gelince, bu arada duvarlardaki resimler, duyuru billboardlarındaki afişler yasaya aykırı olduğu için kaldırıldı. O cephede de ses seda kesildi… Hepsine birden hayırlı olsun diyelim demesine de!

Peki, siyaset tarafındaki bu gelişmeler sebebiyle vatandaşın çarşı pazar sorununu halletti mi? Marketlerdeki fiyatların düşüşüne katkı yaptı mı? Kiralar bu gelişmeler olurken geriledi mi? 7 TL’den 9 TL’ye çıkan simit fiyatları yeniden 7TL’ye indi de bizim mi haberimiz yok? Bütün bu gelişmeler mutfaktaki yangını söndürmek için bir sinyal olarak algılanabilir mi? Mesela daha önce çalışan emeklilere verilmeyen ve daha sonra onlara da verileceği açıklanan ikramiye adı altındaki cep harçlığında bir gelişme oldu mu? Sonuç olarak halkın gündemine dokunan hiçbir gelişme yokken kimin başkan adayı olduğunun ne önemi var?

Öte yandan dün evden gazeteye gelirken otobüs durağına yapıştırılmış bir el ilanı dikkatimi çekti. El ilanında, “ 1 gün, 1 ay, 1 yıl için 17-20 yıl geç emeklilik. ADALET NEREDE? Aynı yaş ve prim günü SGK GİRİŞ 08.09. 1999-SGK GİRİŞ 09.09.1999 1 gün fark BEDELİ 17-20 YIL FAZLA ÇALIŞMA” diye yazıyordu. Bu satılarda adalet duygusu sorgulanıyor. Aynı şartlarda daha önce de EYT’liler vardı. Emeklilikte Yaşa Takılanlar. Seçimlerden hemen önce yaklaşık 2.5 milyon kişi çıkarılan bir yasa ile emekli edildi. Bu çıkarılan yasa ile iktidar istediğini elde etti. Ama bu işin mağduru emekliler oldu. Sonuçta mevcut pasta 14 milyon yerine 16 milyona paylaştırılınca herkesin ekmeği küçülmüş oldu. Sakın yanlış anlamayın kimsenin emekliliğinde falan gözümüz yok. Hatta bir gün ile 20 yıl geri giden insanlarında haklarını koruyacak tedbirler alınabilir. Çünkü Adalet, “Boynuzsuz keçinin, boynuzlu keçiden hakkını almasıdır” diye tarif edilir. Yani adalet herkesin hakkının teslimi anlamına gelir. Bununda yolları vardır. Ortak aklın ve uzlaşının çözemeyeceği hiçbir şey yoktur. İnsanların adalet duygularının zedelenmesi gerçekten büyük bir yıkımdır. Zira devlet adalet ile kaimdir. Başka bir deyişle “Adalet mülkün temeledir, mülkte devlettir!”

Ülkenin sorunlarının başında her ne kadar yüksek enflasyon ve gelir dağılımındaki adaletsizlik gelse de, asıl sorun adalet duygusunun sorgulanma aşamasına gelmiş olmasıdır. Siyasetin birinci görevi koltuk kavgası değil, sorunların çözümü için kavga etmektir. Gerçek böyle mi? Ne yazık ki siyasetin gerçek gündemi ve sorunu “kim hangi koltuğa oturmalıdır” meselesinden başka bir şey değildir.

İşte bu şartlarda kime hayırlı, neye hayırlı olsun demek gerekiyor siz karar verin!