Bugün siz bu yazıyı okurken, Eskişehir’deki çevreciler Mihalgazi’nin Alpagut mahallesinde ‘altın madeni’ eyleminde olacaklar. Alpagut, Eskişehir’in kent merkezine batıda en uzak yerleşim birimidir. Bende bir defa gittim. Sebze ve meyve üretimi yapılıyor. Belediyesi, Eskişehir’in Büyükşehir Belediyesi olmasından sonra kapatıldı.

TİYATRO EKİBİ VARDI
Benim yıllar önce gitmem tesadüf oldu. Alpagut da yaşayan, ailesi ile çiftçilik yapan bir genç kız, şehitler ile ilgili bir tiyatro yazdı. Oyununu sahnelemek için köy gençlerini oyuncu yaptı. O dönemin kaymakamı da, okulun sahnesini onlara vermedi. Tükenmez kalemle yazılan oyunun bilgisayar veya daktiloyla yazılmasını istedi. Kriz çıkınca, Alpagutlu gençler benden yardım istedi. Bende krizi çözdüm. Gençlere çalışmaları için okulun sahnesi verildi. Sonunda, köyün meydanında oyunun sahneleneceği belirtilerek, davet edildim. Emeği geçen biri olarak, davete katılmak gerekiyordu.

BURAYA GELMEZ
Oyun akşam saatlerinde köy meydanında sahnelenecekti. Şehir tiyatroların Haller sahnesi de yeni açılmıştı. Yani, Şehir tiyatrolarımız henüz bir yaşındaydı. Yılmaz Hoca’ya durumu anlatarak,” Hocam, gençler şehir tiyatrosundan etkilenmişler. Kendi tiyatrolarını kurmuşlar. Ben gideceğim. Bakıp size haber vereceğim. Gelirsiniz” dedim. Yılmaz Hoca’da haber bekleyeceğini söyledi.
Neyse, öğleden sonra tek başıma köye vardım. Köy meydanının bir köşesine bir kamyon çekilmiş, kasasına köylerde kullanılan allı dallı perdeler, sahne perdesi olarak asılmış. Perdeyi kamyonun üstündeki iki genç karşılıklı açacak. Meydana plastik sandalyeler, tiyatro salonundaki koltuklar gibi dizilmiş olduklarını gördüm. Kravatlı biri de ortalıklarda geziyor. Eskişehir’de gazeteciyiz. Ama Alpagut belediye başkanını tanımıyoruz. Ortalıkta takım elbisesi ile şahsın belediye başkanı olduğunu öğrenince, yanına gittim ve tanıştım. Akşama Yılmaz Hoca’nın da geleceğini söyledim.
Belediye başkanı Yılmaz Hoca’nın Alpagut’a gelmeyeceğini öne sürerek, “ Çevredeki belediye başkanları olarak randevu istedik. Bir ses çıkmadı. O buraya gelmez “ diye konuşunca, içimden başkana kızdım. Biz belediye başkanı ile konuşurken, o tarihte zor çeken cep telefonumdan Yılmaz Hoca aradı ve belediyeden yola çıktığını söyledi.

MEYVELER GELSİN
Yılmaz Hoca ile cep telefonundan konuşmamızı duyan belediye başkanı birden heyecanlanarak, çevredeki belediye başkanlarını tek tek arayarak haber verdi. Sahnenin önündeki plastik sandalyeler, makam koltukları ile değişti. Sehpalar geldi. Sehpalar, meyveler ile donatıldı. Alpagut da yetişen her üründen sehpaya sunum için konuldu. Başkanın bana karşı tavırları değişti. Benim bugün kader nerede olduğumu sorguladı. Benim ile iletişimde olacağını söyledi. Bende hallederiz moduna girdim.

KAHVEDEN BAŞLADI
Yılmaz Hoca köyün girişinde belediye başkanları tarafından karşılandı. Arkasında ben varım. Bugün altın madeni toplantısının yapıldığı kahveye girdi. Herkes Hoca’nın elini öpme yarışına girdi. Hoca üretim ile ilgili sorular sormaya başladı. Köylüler ve gençler sıkı bir sınavdan geçtiler. Kahvenin karşısında boş bir binanın soğan deposu olduğunu öğrenen Yılmaz Hoca, orayı tiyatro binası yapmayı önerdi. O zaman henüz Büyükşehir Belediyesi tüm ili kapsamıyordu. Köylüler o zaman olayı tam alamadılar. Hoca tiyatronun sonuna kadar kaldı. Bende köylüler gece yarısına kadar sohbet ettim. Sonra ne mi oldu. Hoca köyün bütün kadınlarını Eskişehir’e bölümler halinde getirerek, şehir tiyatrolarını izlemelerini sağladı.

ŞİMDİ TİYATRO OYUNU YOK
Bugün Alpagut da, halk Çevre ,Şehircilik ve İklim İl Müdürlüğü tarafından altın madeni konusunda bilgilendirilecek. Bir tiyatro oyunu yok. Ciddi bir konu halkın karşısına getiriliyor. Altın madenine karşı çıkanlar, 15 gündür Eskişehir’de basın açıklamaları yapıyorlar. İmza kampanyaları açıyorlar. Bu konunun uzmanları ne diyor? Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, "Proje alanı içinden diri fay geçtiği açıkça görülmektedir. Olası bir depremde, yığın liçi uygulanması planlanan projede Eskişehir, Sakarya, Bilecik, Ankara, Bolu, Kütahya, Afyonkarahisar, Konya, Bursa ve Kocaeli illerini kapsayan Sakarya Nehri'nin geçtiği tüm havzanın etkilenebileceği bilinmelidir. Böyle bir tehlikede de tüm tarım alanlarının zarar görmesi kaçınılmaz" diyor. Güder, çalışmaların 509 hektar alanla sınırlı olmayacağının da altını çiziyor. Eskişehir Yaş Sebze, Meyve ve Pazarcılar Odası Başkanı Mehmet Çiçek ise halkın sağlığı ile oynanması gerektiğine vurgu yaparak, "Mihalgazi, Sarıcakaya ve Alpagut Eskişehir’in Akdeniz’idir. Ürünlerimizin yüzde 70’i ıspanak, marul, domates, salatalık, meyve orada yetişiyor. Eskişehir’e hem ucuz hem de kaliteli geliyor. Seracılık da yaygın. Altın madenciliği yaygınlaşırsa bizim ürünlerimize yüzde 90 zarar verir. Zehirle halkın gıdasıyla oynamış oluruz. Hastalık zaten daha fazla yaygınlaşır. Kimse halkın sağlığıyla oynamasın" dedi.

Bugün Türkiye’de herkesin derdi üretim yapmaktır. Sadece bölgede iktidara yakın belediyelerden ve iktidar mensubu milletvekillerinden ses çıkmıyor. Herkes görüşünü net olarak ortaya koymalıdır. İktidar belediyeleri sadece o yörede var. Hesabını herkes iyi yapmalıdır.