AK Parti açısından 31 Mart seçim tam anlamıyla seçim yenilgisi oldu. Gerçi Eskişehir’de 1999 yılından bu yana her şey aynı şekilde devam ediyor. Son yerel seçimde, AK Parti’nin Eskişehir’de kontrol ettiği nüfus yüzde 20’lere kadar düştü. Yani, 23. Yıl pikniğinde bu konularda masaya yatırılmalıydı. AK Parti’nin şimdiki milletvekilleri, AK Parti’nin Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesi dışındaki hâkimiyet yıllarını pikniğe katılanlardan Murat Mercan dışındakiler bilmez. AK Parti’nin Eskişehir’de güçlü yıllardaki başarılarını sadece Mercan gördü. Onun için il başkanları yönetimler ve de milletvekilleri geçmişi bilmedikleri için, geleceği çizemiyorlar. Bir fasit dairenin içinde dönüp, duruyorlar.
DEĞİŞİM TALEBİ
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de özellikle Nabi Avcı ve AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen bir meslektaşımız da yazdı. Bu meslektaşımız dedi ki,” AK Parti içinde yobazlık yapanlar. Bu işi bıraksın” dedi. Dünyada ve Türkiye’de konjonktür değişti. AK Parti’nin kuruluş şartları yok. Ortadoğu’nun ortaçağ kafasını yaşayan ülkeleri bile Atatürk’ü örnek almaya başladıklarını söylemeye başladılar. Bugün artan “değişim” talepleri Eskişehir AK Parti’de karşılık buluyor mu? Daha ilerisini düşünürsek, değişim talebinin, hükümette, örgütlerde, bürokraside karşılığı var mı? Başarısızlıklarda kelle isteyerek, daha büyük hesapları içine girerek, partide birlik sağlanır mı? Ülkede genel bir değişim talebi var. AK Parti ve diğer partilerde ‘Değişim’ talebi yükseliyor.
İKİ ÇİZGİ HEP VAR
Her partide, insanın içinde bile iki çizginin mücadelesi vardır. Bu doğanın, yaşamın kuralıdır. İnsanın içinde kaplan ile maymunun mücadelesi süreklidir. Aynı mücadele CHP’de de var. AK Partide de var. Zaman zaman bir birbirlerine karşı giderek sertleşiyorlar. Bir tarafta Amerikancılar, içlerinde FETÖ bağlantıları bile olabilir. Diğer tarafta ‘Milli duruşlarını’ bozmayanlar’, mücadelelerini sürdürüyor. AK Parti de, Amerikancılar pusuda bekliyor. Bir yenildi durumda işi fırsata dönüştürmek için çalışacaklar. Partinin kurulduğundan bu yana köprülerin altından çok sular akmasına rağmen, AK Parti içinde “Fabrika ayarlarına dönelim” sloganlarını atmaya çalışanlar olduğunu görüyoruz. Bu durumu ben 15 Temmuz’u unutturma çabası olarak görüyorum. CHP 6 oka, Atatürk’ün politikalarını dönmelidir. CHP açısından fabrika ayarı budur. Yoksa, okları boyamak değildir.
KAYNAR PARA
Mehmet Şimşek’in işbaşına getirilmesi ile birlikte, ekonominin nasıl yönetileceği sorunu, AK Parti’nin 15 Temmuz’dan sonra belirginleşen milli siyaset arayışında yeni bir makas değişimi mi yaşayacağı sorusunu da beraberinde getirdi.Parti içinde sıcak para arayışlarında ipin ABD elinde olduğu biliniyor. Kaynar para yoksa, bir havuç vazifesi mi görüyor. Bence, Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘değişim’ isteğini zamana yayıyor. Kaynayan kazandan, kırıp dökmeden çıkmak istiyor. Bu durumlar elbette Eskişehir’e de yansıyor. Peki, Eskişehir’de bu durumu il başkanı veya hangi milletvekili görebiliyor. Mesajlar net alınıyor mu? 23. yıl pikniğinde konuşmalar beylik konuşmalarından oluştuğunu gördüm. Amerikancı ve Neoliberal ekip tasfiye edilmeden, yeni dünya konjonktürüne ve Türkiye’deki gelişmelere uymak mümkün olmaz. Eskişehir’dekilerde aynı bilinç ile hareket etmek zorundadır. Eskişehir’e uygun politikalar izlenmelidir. 1989 ANAP olunabilir. Batının kuyruğuna takınılmamalıdır.