Yıllar hızla akıyor. Kanal 26 tam 32 yıl önce Eskişehir’e hizmete başladı. 32 yaş gününü kurucularından İlhan Yalçın olmadan biraz buruk kutladık. Yalçın’ı bir hastalık sonucu bir süre önce genç yaşta ve en verimli çağında kaybetmiştik.
Tam 32 yıl önce ülkemiz önce özel radyolar ile tanıştı. Eskişehir’de de çok sayıda radyo bir biri ardı sıra açıldı. Sonra bu radyolar kapatıldı. Radyocular bir süre yakalarında siyah kurdele ile içimizde dolaştılar. Sonra yerel televizyonlar devreye girdi. Önce karasal yayın dedikleri antenler ile yayına başladılar. Bunlardan biri de Kanal 26 televizyonudur. Bugün uydudan Kanal 26 tüm dünyadan da izlenmektedir.
Kanal 26 Bayat pazarının girişinde, devre dışı kalan bir helva fabrikasında yayına başladı. İlk yıllarında da olmasa da sonrasında bende Kanal 26 televizyonunda programlar yaptım. Birkaç aydır da yeniden program yapmaya başladım. İlk yıllarda teknoloji de geriydi. Şimdi, Kanal 26 ileri teknolojiyi kullanıyor. Kendisine ait bir binası ve çok amaçlı program için kullanılabilecek stüdyoları var.
EN ÇOK İZLENEN
Kanal 26 Eskişehir için bir kazançtır. Olaylara yansız ve objektif bakış açısı herkesin dikkatini çeker, beğeni toplar. 32 yıl önce Yaşar Abacı yanına bir süre önce yitirdiği kan kardeşi İlhan Yalçın’ı yanına alarak, varlarını, yoklarını ortaya koyarak, yayına geçirdikleri Kanal 26 bugün Türkiye’nin en çok izlenen yerel televizyonlarının başında geliyor. Bu kolay bir olay değildir. Benimde bu işte katkın olması, gurur kaynaklarımdan biridir. Televizyon kanalını daha büyütmek, kaybettiğimiz İlhan’ın anısını yaşatmaya katkı yapacaktır. O da sürekli Kanal 26’nın gelişmesinden büyük gurur duyardı. Onun yıl dönümüzüz de bir kez daha saygı ve özlemle ile anıyoruz. Kanal 26’ya şehrimiz ve hepimiz adına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Nice 32 yıllara…
***
Tohumlar Bulgaristan’dan getirildi
Kızılinler köyü, balkan Savaşları öncesinde ve sonrasında Bulgaristan’dan göç eden Balkan Türklerinin kurduğu bir köydür. Balkan Türkleri, Balkan Savaşlarında veya sonrasında büyük göçler ile Türkiye’ye gelirken, yanlarında önem verdikleri tohumları da ekmek için getirmişlerdir. Kabak tohumu, domates tohumu veya gül fidesi onlarla ile Anadolu coğrafyasına gelmiştir. Ustalık da gelmiştir. Tuğla, kiremit ve sobacılık meslekleri onları Balkanlardan Anadolu’ya gelişleri ile gelişmiştir.
İlber Ortaylı, Türklerin göç etmesinde büyük etkisi olan Jivkof’a teşekkür etmemiz gerektiğini belirterek,” Bir anda Türkiye’ye 100 bin Balkan Türk’ü geldi. Hastanelerimizde hemşeri açığımız kapandı. Ustalar, teknik adamlar ülkemizi geliştirdi” dedi.
Ortaylı yerden göğe kadar haklıdır. Türkiye ülkeye gelen Balkan Türkleri ile çağ atlarken, Bulgaristan da üretim düştü. Eğitim geriledi. Yıllar sonra Bulgaristan yanlış politika izlediğini kabul etti. Birkaç gün önce Bulgaristan’a birkaç günlüğüne gittim. Bulgaristan vatandaşı Türk kökenlilerde, Bulgaristan’ın gelişmesi için çalışıyor. Bulgaristan veya diğer komşu ülkelerimizin istikrarlı olmaları hepimiz için önemlidir.
TOHUMLARIN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKTI
Bulgaristan’dan gelen gül fideleri başta Isparta olmak üzere çeşitli şehirlerimizde gülcülüğü geliştirdi. Bulgaristan güllerini bende bahçemize diktim. Odunpazarı’nda sokağımız her yıl üç ay gül kokusundan geçilmiyor. Kızılinler köyü aynı zamanda termal kaynaklarının bulunduğu bir köydür. Çok uzun yıllar önce valililerimizden biri çok gayret gösterdi. Ama, termal köyü olmadı Kızılinler. Tepebaşı bu konuda güzel proje hazırladı. Kültür Bakanlığı yeterli destek vermedi.
Tepebaşı yaşamın her alanına dokunuyor. Tepebaşı’n da ‘hayat var’ sözcüğü yaşamda karşılığını buluyor. Balkanlardan gelen doğal tohumlar ile Kızılinler de üretilen Bal Kabakları, için panayır düzenlemek yörenin daha gelişmesine katkı verecek. Tepebaşı bu işlerde kendisini aştı. Kızılinler de hızla turistik köy veya mahalle oldu.