Kimi gülüyor, kimi ağlıyor… Ama genelde şöyle bir hava var: “Seçim bitse de gitsek!” Adaylar son düzlükte “acaba bir kişiye daha ulaşabilir miyim?” telaşında. Adayların yanındaki ekipler adeta 24 saat uyumadan çok yüksek tempo ile çalıştıkları için bitap düşmüş durumdalar. Bazılarını yakından tanıyorum, insanların her biri savaş hattındaki mevzideki asker gibi. Yan şu meşhur Nefes filmindeki “Sakın uyuma, uyursan ölürsün, sen uyursan herkes ölür!” diyor ya komutan, sanki her biri o komutu almış askerler gibi…
Siyasette seçim öyle bir şeydir ki bir anlık ihmal veya anlık hata her şeyi alıp götürür. Mesela bu şehirde sadece 400 oy ile milletvekilliğini kaçıranların yaşadığı pişmanlıklara tanık olduk. Bir önceki seçimde sadece Bin 500 oyun yine bir milletvekilliğine mal olduğunu biliyoruz. Sonrasında yaşanan ahlar vahlar bir işe yaramıyor. İşte bu sebeple son düzlükte o pişmanlığı yaşamak istemeyen adaylar yanlarındaki kampanya ekiplerini seferber etmiş durumdalar. Ekipte yer alan bazı profesyonellerin zaten işi bu. Ancak ilerleyen zaman içerisinde siyaseten beklenti içinde olan ve gönüllü çalışanları da bir kenara koyacak olursak olan geride kalanlara oluyor.
Her neyse… Bu arada garibanların bir bölümü rahat ediyor. Nasıl mı? İftar sofralarında en azından karınlarını doyuruyorlar. Her akşam bir veya birkaç yerde iftar ediyorlar. Bu konuyla ilgili olarak sevinsek mi, üzülsek mi bilemedim.
Öte yandan seçimler için kampanyalarda son haftaya girilirken meydanlardaki dilin mübarek Ramazan ayının manevi iklimine çok da uygun düşmediğinin de altını çizelim. Hele mitinglerde kullanılan hakaretler ve ithamlar zaten kamplaştırılmış, kutuplaştırılmış vatandaşı biraz daha geriyor. Bu sebeple de memleketin değişik yerlerinden zaman zaman seçim kampanyalarındaki dilin sonucu olarak şiddet ve saldırı görüntüleri ajanslara düşüyor.
Bugüne kadar Eskişehir’de çok şükür kimsenin burnu kanamadı. Ancak bu hiçbir şey olmayacak anlamına da gelmiyor. Zira Eskişehir’de birçok ile göre daha hoşgörülü, daha olgun kampanyaların yürütüldüğe tanıklık ediyoruz diyelim ve dilimizi ısıralım. İnşallah seçimleri hem şehrimizde hem de ülke genelinde selametle tamamlayalım.
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de seçimleri kimin kazanacağı ile ilgili sorulara muhatap olduğumu ve bu konuyla ilgili düşüncelerimi yazmıştım. Gerçekten Eskişehir’de kıran kırana bir seçim olacak ve seçimlerin sonuçlarını burun farkı veya atletizm tabiri ile foto finish belirleyecek gibi duruyor.
Bu arada en çok tartışılan şey mutlaka dikkatinizi çekmişti ilçe belediye başkanlıklarından ziyade büyükşehir belediye başkanlığı yarışı… Ama kimse unutmasın ki merkez ilçe belediye başkanlıklarında ortaya çıkan sonuç kesinlikle büyükşehir belediye başkanlığı sonucunu etkileyecek. Bir seçmen düşünün bir ilçede başka partiye, büyükşehir’de bir başka partiye oy versin. Evet, bu tarz seçmen sayısı çok azdır. Bu arada seçimin sonucunu asıl etkilemesi beklenen seçimler belediye meclis üyelikleri listelerindeki isimler olacak. Herkesin dikkatlerden kaçırdığı bilinmesi gereken her üç gerçekten birisidir bu. Kim daha fazla belediye meclis üyesi çıkartırsa onun kazanma şansının daha yüksek olduğunu söylersek yanlış bir ifade kullanmış olmayız. Seçimin kaderini biraz da belediye meclis üye listelerinin belirleyeceğini söylersek yanlış bir ifade kullanmış olmayız.
Son düzlükte memleketin halini soracak olursanız, seçim meydanlarındaki gibi…