Gıda güvenliği ülkemizde uzun süredir tartışma konusudur. Yüksek enflasyon, hayat pahalılığı dar gelirlileri her geçen gün etkilerken, eğitim ve öğretim yılının başlaması ile gıda güvenliğine geleceğimizin gözbebeği gençler ile çocukların beslenme sorunu da eklendi.
Anne ve baba çalışan aileler, evlerinde çocuklara bakacak yaşlılarda yoksa tam gün eğitim yapan okulları tercih etmeye çalışıyorlar. Tam gün okullarda bu kez öğle yemekleri sorunu başlıyor. Öğlenlerde çocuklar okul kantinlerine yöneliyor. Ya da aileler sabahleyin okula giden çocuklarının yanlarına bozulmayacak yiyecekleri kaplarda koyuyorlar. Çocuklar bu yiyecekleri öğle arasında tüketiyor.
GÜVENLİ GIDA
Okullarda sağlıklı, güvenli ve ücretsiz gıda için toplumdaki ses her geçen gün yükselse de bu konuda ciddi adım atıldığı görülmüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Türkiye Çocuk Araştırması 2022 Raporu’nda göre gıda mühendisleri çocukların gereksinimleri olan gıdaya ulaşamadıklarının görüldüğünü söylüyor. Raporda, okul çağındaki, her sekiz çocuktan birinin et, tavuk veya balığı; on çocuktan birinin fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri; iki çocuktan birinin peynir ve yoğurdu her gün tüketebildiği görülüyor. Türkiye’de çocukların yeterli ve dengeli beslenememesinin başında ekonomik nedenler geliyor. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, enflasyon, gıdaların meteliksizliği, ailelerin yeterli ve sağlıklı beslenmeyi ve gıdaya erişimi zorlaştırıyor.
KAMUYU TEPEBAŞI TEMSİL EDİYOR
Çocukların sağlıklı beslenmesinin sağlanmasının sadece ebeveynlerin görevi olarak görülmemesi gerekiyor. Deprem bölgeleri dışında okul öncesi eğitimde başlatılan beslenme programının iptal edildi. Bütçe bütçe deniliyor, ama bugün çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi için harcanmayacak her bütçenin kat be kat fazlasının ileride o çocukların sağlık harcamaları için kullanılacağı unutulmamalıdır. Çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi sadece ailelerin üzerine yıkılmamalı. Türkiye'de beslenme yetersizliği sorunu, çocukların sağlığı ve geleceği üzerinde ciddi etkilere sahip olduğu unutulmamalı, beslenmenin temel bir hak olduğu hatırlanmalı, kamu kurumları sorumluluklarını yerine getirmelidir.
GÜCÜ ORANINDA
Tüm öğrencilere okulda ücretsiz, besleyici bir öğün vermelidir. Kolay ve anlaşılabilir bir içeriğe sahip halkın beslenme rehberi oluşturulmalı. Kamu kreşleri ve anaokulları yaygınlaştırılarak çocukların sağlıklı beslenmesi gündeme getirilmelidir. Çocuk beslenmesinde önemli yer tutan temel gıda maddelerinde KDV kaldırılmalı, elektrik, su ve doğal gaz gibi hane bazında yapılan harcamalarda dezavantajlı ailelere indirim uygulanmalıdır. Okullarda kantin yerine mutfak-yemekhane uygulamasına geçilmelidir.
GEL BERABER OLSUN
1999 yılında Ahmet Ataç Tepebaşı Belediye Başkanı olarak seçildiğinde ilk yaptığı çalışmalardan biri, hamile kadınlara demir ilacı takviyesi ile günlük süt desteği oldu. Çalışma Türkiye’de bir ilk olarak büyük ilgi gördü. Ataç, son yıllarda da Eskişehir’de üç üniversitede öğrenim gören gençlere yönelik, ‘Gel Beraber Olsun’ sloganı ile ücretsiz yemek sağlamak oldu. Bu slogan Türk halkının yüzyıllardır kullandığı bir slogandır. Bir yemek yiyen görüldüğünde ‘Bereketli olsun’ denilir. Yemek yiyen de ‘Gel Beraber Olsun’ diye cevap verir. Tepebaşı’nın sunduğu beslenme hizmetinden üniversite öğrencileri sadece öğrenci kimliklerini göstererek, yararlanıyor.
İlkokullarda ise Tepebaşı Belediyesi, belediye ekipleri ile okul öncelerinde hijyenik şartları sağlayarak, öğrencilere beslenme ikram ediyor. Geçen yıl belediye bu uygulama ile okullarda 15 bin öğrenciye ulaşmıştı. Bu rakam bu yıl artacak. Hayırseverlerde belediyenin hem üniversitelerde, hem de ilkokullarda bu çalışmalarına destek vermelidirler. Sonuçta gençler ve çocuklar ülkenin geleceğidir. Geleceğimizi de sağlıklı koşullarda yetiştirmek hepimizin görevi olmalıdır.