103 yıl önce 22 gün 22 gece süren dünyanın en uzun süren Meydan Muhaberesinin 103. Yılını bugün de büyük coşku, aynı ruh ve heyecanla kutluyoruz. Atatürk’ün Türk Ordusuna “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı şehit kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz” emri bugünde her Türk yurttaşı tarafından tekrar ediliyor. Bu savaş öyle kanlı bir savaştı ki, Mustafa Kemal bu savaş için ; “Melhame-i Kübra” yani “Büyük Kanlı Savaş” ifadesini kullanmıştı.13 Eylül 1683’de Viyana’da başlayan geri çekiliş 238 yıl sonra Sakarya’da Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde durduruldu. Artık Türk orduları için taarruz vakti gelmişti. Türk Milleti kendisine giydirilmek istenen kefeni, Büyük Taarruz Zaferi’ni kazanarak yırtıp attı. Büyük Taarruz ile elde edilen askeri ve siyasal başarı, sadece Türk Milleti ile de sınırlı kalmadı, bütün mazlum milletlere bir örnek oldu.
UYDURMA DESTAN YOK
Dünyada uydurma destana ihtiyacı olmayan tek ulus Türk milletidir. Ergenekon’dan çıkıştan başlayarak, 20. yüzyılın başındaki kurtuluş savaşı Türklerin gerçek destanlarının en önemli örneğidir. Sevr ilan edilerek batılılar tarafından bugün gururla yaşadığımız topraklar paylaşılmıştı. Türklere Ankara ve çevresinde küçük bir alan bırakılmıştı. Atatürk ve bir avuç arkadaşı 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak, milli mücadeleyi başlattı. Atatürk ve arkadaşlarının milli mücadeleyi başaracaklarına kimse inanmıyordu. Çünkü ordu yok. Para yoktu. Osmanlı dönemindeki birçok cephede savaşan Türk Milleti perişan ve yorgun düşmüştü. Batılılarda ordu da para da vardı. Anadolu ve Trakya batılı orduları tarafından zaten paylaşılmıştı. Artık, Türkleri Asya’ya geri gönderme dönemi başlamalıydı.
TBMM ORDULARI
Kocatepe’de 26 Ağustos 1922 sabaha karşı Atatürk’ün “Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emri ile başlayan Büyük Taarruz 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da zaferle sonuca ulaşmıştır. 9 Eylül’de ise Atatürk’ün emri düşmanın İzmir’de denize dökülmesi ile son bulmuştur. O günkü şartlarda Türk ordusu çok kısa sürede Afyonkarahisar’dan İzmir’e ulaşarak, düşmanı yurt topraklarından atmıştır. Kesin zaferi ilan etmiştir. Bugün de o bağımsızlık ruhuna ihtiyaç vardır. Çünkü o gün ülkemizi işgal eden batılıların orduları bugün de Ortadoğu’da yani ülkemizin bulunduğu coğrafyada yeni oyunlar peşindedirler. Sanki yüz yıl önceki tarih yeniden tekrarlanıyor. Çevremizde 30’un üstünde askeri üs bulunuyor. Bize bakıyorlar. KOCATEPE’DEKİ RUS GENERAL
Birkaç yıl önce Atatürk’ün Kocatepe’deki Büyük Taarruzdaki paltolu fotoğraflarına bakarak, ben de kalın giyinerek, o günleri yaşamak için Kocatepe’ye çıkmıştım. Benim gibi binlerce insan da Kocatepe’ye gelmişti. Aradan 103 yıl geçse de heyecan devam ediyor. Her yıl bu heyecan tekrarlanıyor. Yıllar geçtikçe önemi de heyecanı da artacak. Bir 103 yıl daha geçse aynı heyecan devam edecek. Tarih de tekrar ediyor. 26 Ağustos 1922 günü Büyük Taarruz öncesinde Kocatepe’de çekilen fotoğrafta Atatürk’ün ve Türk Ordusunun komutanları yanında bir Rus general o zamanki Kızıl Ordu’nun generali orada duruyor. Türk Ordusuna destek için o General Kocatepe’ye çıkmış. 103 yıl önce olduğu gibi bu topraklarda demek ki, bu topraklarda özellikle Rus ve İran dostluğu büyük önem taşıyor. Asya’da emperyalizme karşı mücadele 1905 yılında Rusya’da başlamıştı.
Ardından Hürriyet Devrimi ile Türkiye’de devam etti. Birinci Dünya Savaşından sonraki Çanakkale de yazdığımız destan Sovyet Devrimine, ardından kurtuluş savaşımızın, mi103 yıl önce 22 gün 22 gece süren dünyanın en uzun süren Meydan Muhaberesinin 103. Yılını bugün de büyük coşku, aynı ruh ve heyecanla kutluyoruz. Atatürk’ün Türk Ordusuna “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı şehit kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz” emri bugünde her Türk yurttaşı tarafından şükranla tekrar ediliyor. Bu savaş öyle kanlı bir savaştı ki, Mustafa Kemal bu savaş için ; “Melhame-i Kübra” yani “Büyük Kanlı Savaş” ifadesini kullanmıştı.13 Eylül 1683’de Viyana’da başlayan geri çekiliş 238 yıl sonra Sakarya’da Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde durduruldu. Artık Türk orduları için taarruz vakti gelmişti. Türk Milleti kendisine giydirilmek istenen kefeni, Büyük Taarruz Zaferi’ni kazanarak yırtıp attı. Büyük Taarruz ile elde edilen askeri ve siyasal başarı, sadece Türk Milleti ile de sınırlı kalmadı, bütün mazlum milletlere bir örnek oldu.