Büyükşehir Belediyemizin ‘Logo’sunun değişmesi gündeme gelince, bizde logo değiştirme işini genç kızın saçlarını kestirmesine benzetmiştik. Logo değişliği meclisten de geçince, 40 yıllık bir hikâyeyi yeniden yazmıştık. Bir hafta önceki yazımızı okumayanlara hikâyeyi şöyle özetleyelim. Ev sevdiğim arkadaşım bir gün ziyaretime gelerek,” Bu kız benden ayrılacak galiba. Çünkü saçını çok kısa kestirdi ve kıvırcık yaptırdı” dedi. Bende nereden çıkarıyorsun diye sorduğumda,” Kızlar böyle olurmuş. Birinden ayrılmaya karar verdiklerinde saçlarını kestirir veya boyatırlarmış” dedi. Bende yazımda logo değişikliğini kız arkadaşından ayrılma kehaneti doğru çıkan arkadaşımın bu sözüne atıfta bulunarak, logo değişikliğinin ‘bir ayrılık’, işareti olabileceğini yazmıştım. Kurumların logoları atılım ya da, düşüş dönemlerinde değiştirilir. Ya da eski ile bağları koparmak için gündeme getirilir.
Çünkü 1999’dan önceki Büyükşehir Belediyesi logosu çok karışıktı ve de Eskişehir’i anlatmaktan çok tütün kullanımını teşvik eder bir şekilde çizilmişti. Yılmaz Hoca’da kendisi ile birlikte değişimi simgelemek için tütün kullanımını teşvik eden logoyu gelişen Eskişehir’i simgelemesi için büyüyen ‘e’ harfi şeklinde değiştirmişti. Söylemiştim. Kısacası, logo meclis kararı ile niye değiştirmek istenmişti.
EMANET OLAYI TARTIŞMALI
Bazen kuruluşlarda ‘kraldan çok kralcılar’ ortaya çıkar. Bu kişiler, tepe yöneticiye yaranmak için, olmayacak işler yapabilirler. Logo değişikliğinde bu kapsamda ortaya çıktığı, Yılmaz Büyükerşen’in konuyu araştırması ile ortaya çıktı. Yılmaz Hoca da, logo değişliğinin kimin aklı olduğunu bildiği için,” Ben belediyenin danışmanıyım. Benimde haberim olmadı. Sorgulamayan ve düşünemeyen belediye çalışanlarının işi” dedi. Hatta bu aşamada bir dostum, logoyu inleyerek o malum örgütün uzantılarının işi olabileceğini bile söyledi.
Bende bu konuyu Yılmaz Büyükerşen ile baş başa görüştüm. Yılmaz Hoca, birkaç saatlik Şair Eşref’ten kasidelerde okuduğumuz görüşmemizde,” Belediyenin yönetimi benim de mesai arkadaşlarımdan oluşuyor. Bazıları bu geride kalanların benim emanetim olduğuna inanıyor. Böyle bir durum yok. Bugün benim emanetim olduğu söylenen kişilerin, ben sorumlu oldukları alanları belirlemiştim. Kimse sorumluluklarını aşmıyordu. Aşanlar bugün varsa, benimle bir ilgisi yok. Bu işleri yapanlar, kültürsüz ve düşüncesiz olduklarını kamuoyuna söyledim.” dedi.
KRALCIDAN ÇOK KRALCI
Her kurumda zaman içinde kralcıdan çok kralcı çıkabilir. Kısa bir süre önce böyle kişilere devletin başka bir kurumunda da rastladım. İşler zamanla yerine oturur. Kralcılar, uyarılır. Belediyeler sadece Eskişehir’de değil, Türkiye’nin her yerindeki çeşitli söylenti ve dedikodulara sahne oluyor. Çünkü belediyelerin bir tarafı siyasete bağlı olduğu içinde, dedikoduların ve çekişmelerin olması olağandır. Dedikodular kraldan çok kralcıların görevlendirilenden uzaklaştırılmaları ile sona erecektir. Özellikle Yılmaz Hoca döneminde, yetkinin sadece onun elinde toplandığına yönelik söylentiler vardı. Son görüşmemizde, Yılmaz Hoca” Yetkinin tek elde toplanmasının avantajları vardır. Dedikodular önlenir. İşler kontrol altında bulunur. Logo değişikliği isteği olayında da görüldü” dedi. Büyükerşen, logo değişikliğinden vazgeçilmesinin de, bir erdem olduğunu belirterek, yanlıştan dönülmesine sevindiğini söyledi.