14 Mayıs akşamından beri tartışılan “Sinan Oğan” nihayet kendi kararını açıkladı. Yola çıktığı “Ata İttifakı” ortaklarından AP Genel Başkanı Vecdi Öz 28 Mayıs tarihine kalan seçimler için tercihlerinin Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana olduğunu açıklarken, Sinan Oğan yaptığı görüşmeler sonucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yana destek talebinde bulundu… Ata İttifakı’nın diğer taşıyıcı kolonu Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bu yazının kaleme alındığı saatlerde henüz kararını açıklamamıştı.

Türkiye 28 Mayıs tarihinde bir kez daha sandık başına gidecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu için bir tercih yapacak. 14 Mayıs seçim sonuçlarına baktığımızda tablo Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yana görünüyor. Sinan Oğan’ın tercihine göre tavır belirleyecek seçmenlerin katkıları ile bu tablo daha da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lehine olacak gibi görünüyor.

Ancak unutmamak gerekir ki sonuçta kararı verecek olan seçmenlerin tavrı son derece önemli. Sandıklar açılıp, seçim sonucu belli olmadan sandıktan ne çıkar bunu erkenden söyleme ihtimali müneccimlik olur.

Bir de Sayın Oğan meselesine yakından bakalım. Sayın Sinan Oğan “Türk Milliyetçilerinin adayı” olarak ortaya çıktı. Hem iktidara, hem de muhalefete mesafeli kesimlerin desteği ile yüz binin üzerinde imza toplayarak Cumhurbaşkanı adayı oldu. İlk turda aldığı oy yüzdesi ile seçimlerin ikinci tura kalmasında etki etti. Buraya kadar her şey normal. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken konu Oğan’a destek verenlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Muhalefet adayı Kılıçdaroğlu’na mesafeli olduğunu görmezden gelmek yapılabilecek en büyük hata olur. Sinan Oğan’ın yaptığı görüşmelerin sonucunda bir karar vermiş olması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret etmesi aldığı yüzde 5.17’lik oyun tamamının saf değiştireceği anlamına gelmez. Öte yandan Oğan’ın adayı olduğu Ata İttifakı bileşenlerinin toplam oyu yüzde 1,5 kadar iken kendisinin almış olduğu oy yüzde 5.17 ise buradaki ekstra oyların önemli bir bölümünün de başta adaylıktan çekilen Muharrem İnce ve iktidar içerisindeki muhaliflere ait olduğu sonucuna varmak mümkün.

Sonuç olarak sandıktan çıkan sonuca hep birlikte saygı duyulmalı bu bir. İkincisi Türkiye’de bugüne kadar bazı ortaklıklar ciddi bir sinerji meydana getirmiştir. Siyasetin sosyolojisi gereği her zaman 2+2 dört etmediği gibi, bazen 5 eder, bazen de 3 eder. Bu işbirlikleri arka kapı diplomasisi ile yürütülür. İş neticelendiğinde kamuoyu önünde paylaşılır. Sinan Oğan ve Cumhur İttifakı tarafı da Muhalefet İttifakı tarafı anlaşılıyor ki arka kapı diplomasisini yürütmüşler. Her iki tarafla yapılan görüşmeler sonucunda Oğan’ın kararı Cumhur İttifakından yana olmuş ki bir işaret fişeği yaktı.

Bu işaret fişeği Cumhur İttifakı taraftarlarını sevindirirken, Muhalefet İttifakı taraftarlarını da sinirlendirdi. Cumhur İttifakı taraftarları doğal olarak mutlu… Muhalefet tarafı da daha önce iktidar tarafından kullanılan dile sarılarak Oğan’ın iktidara yönelik eleştirileri üzerinden ona ağır bir dille sert eleştirilere başladılar. Bu tablo Türkiye’de siyaset kültürünün nerelerde olduğunun göstergesi olması bakımından son derece dikkat çekici. Bendensen iyisin, benden değilsen vay haline…

Siyasetçi açısından çıkarılması gereken derslerle dolu gelişmeleri insan hayretle izliyor. Bilinmesi gereken gerçek şu ki, siz hangi işareti verirseniz verin en iyi tercihi seçmen yapacaktır. Herkes de bu tercihe şapka çıkartıp önüne bakmalıdır. Basit politik hesaplar ile arka kapı diplomasilerinin işe yarayıp yaramadığını önümüzdeki süreçte vatandaş bize zaten gösterecektir.