Kaptığı korona virüs nedeniyle neredeyse iki yıldır Belçika’da tedavi gören ilimizin önceki Milli Eğitim İl Müdürlerinden Adnan Özkan’ın hayatını kaybetmesi bizi üzerken, eski anılarımızın da canlanmasına neden oldu.

Özkan’ın müdür olduğu o yıllarda DSP Eskişehir’den ilk kez iki milletvekili çıkarmıştı. İktidar ortağı olmuştu. Büyükşehir ve Odunpazarı ile Tepebaşı Belediyeleri de DSP’ye geçmişti. DSP birinci sıra milletvekili Mahmut Erdir, atama gibi işlere karışmıyordu. Rahmetli DSP milletvekili Necati Albay ise, iktidarın gücünü ortaya çıkarmak için atamalara önem veriyordu. Milli Eğitim Bakanlığı da o tarihe kadar uzun yıllardır sağ iktidarların belirlediği bakanlar nedeniyle sağcı bir kadroya sahipti. Albay, solculuğundan şüphe duymayacağı bir il müdürü arıyordu. Atanacak il müdürü ile Milli Eğitim İl Müdürlüğünün kadroları da değişecekti.

Atama tamam ancak

Albay, DSP’nin yapısına uygun olarak Milli Eğitim Müfettişi Adnan Özkan’ın Milli Eğitim İl Müdürü olarak atamasını bakanlıktan yaptırmayı başardı. Atama yapılıncaya kadar da il milli eğitim müdürünün makamı uzunca süre boş kaldı. Milli Eğitim Bakanlığı, il müdürü olarak Adnan Özkan’ı atadı. Ama Özkan, bir türlü makam koltuğuna oturamıyordu. Bu ilde sıkıntıya neden oluyordu. Milletvekili Albay’a atamanın niye yapılamadığını sordum. O da validen kaynaklandığını söyledi.

Ne konuştuk

Durumdan vazife çıkararak, o dönemde Türkiye’nin en genç valisi olarak Eskişehir’e atanan valilik makamına çıktım. Valinin Özkan ile ilgili bazı çekinceleri olduğunu anladım. Bende düşüncelerimi söyledim. Özkan iki gün içinde makama oturdu. Milli Eğitim Müdürlüğünün çehresi kısa sürede değişti. Çok uzun yıllar Milli Eğitim Müdür yardımcılığı görevlerinde bulunanlar değiştirildi. Kadro yenilendi. Albay da hayret ederek, vali ile ne konuştuğumu sormuştu.

Özkan, emekli olunca bir ara milletvekili olmayı da hedefledi. Bu konuda benim düşüncelerimi de aldı. Ben politikaya girmemesini istedim. O bir deneme yaptı. Baktı olmayacak vazgeçti. Sonra, dershane açtı. Ticarete uzak olduğu için dershaneyi kısa sürede kapattık. Küresel salgın onu herkesten çok etkiledi. İki yıl kesintisiz salgın tedavisi gördü. Ama sonuçta yaşamını kaybetti. Çok sevdiği Eskişehir’de son yolculuğuna uğurlandı. Mekânı cennet olsun.

***

Bence yanlış olmuş

Valiliğin arka bahçesinde çay parkı var. Valilikte iş olanlar ya da memurlar, biz gazetecilerde dahil orada dinlenme imkanı buluruz. Valilik ve çevredeki kamu kurumunda görevli personele çay bahçesi işletenleri indirim de yapar. Eskiden bu alan boş duruyordu. Eskişehir’e atanan valilerimizden biri izin verince alan değerlendirilmiş oldu. İyi de oldu. Kamu kurumlarında işi olanlar, burada buluşur. İşlerini takip ederler. Her açıdan çay bahçesinin açılması olumlu bulunuyor.

Ancak, dün tesadüfen dikkatimi çekti. Çay bahçesinin iki girişine de ‘Gıardıno’ tabelası asılmış. İlk önce tabelayı Emniyet Müdürlüğünün astığını zannettim. Olayın polis ile bir ilgisi yok. Tabelaya yakından bakınca, birde arama motorundan sorunca kelimenin ‘Bahçe’ anlamına geldiğini öğrendim. Valilik çay bahçesine Türkçe bir kelime bulunamadı mı? Bu kelime kimin aklına geldi. Merak ettim.