Emekliler ile ilgili tablo ortada. Emeklilerin tamamı yok sayıldı. Bunca hayat pahalılığına, bunca sıkıntıya rağmen yüzde 25’lik zamma reva görülen emekliler için özellikle dijital dünyada eğlence(!) devam ediyor. Her saat başı internet mecrasında emeklilere müjde(!) yağdıran ahlaksızlar insanların umutları ile oynuyorlar. Emekliler de beklenti içerisinde “ha bugün, ha yarın” derken boşu boşuna bir beklenti içerisine sokuluyorlar.
Hatırlayın seçim öncesini ve Haziran ayı enflasyon rakamının açıklanacağı güne kadar geçen zamanı emekliler için ne hikayeler yazıldı. Kademeli zam, emeklilerin mağduriyeti falan filan… Bir sürü masal ötesi algılar ve sonunda memura yüzde 80’nin üzerinde, kamu çalışanlarına yüzde 45 civarında veeee… emekliye kümülatif yüzde 25’lik zam.. Buyurun buradan yakın. Şimdi de goy goycular başladılar yalan yanlış algı oluşturmaya… “Emekliye Ağustos da ek zam, daha bir saat önce açıklandı emekliye ek ödeme…” Yahu yapmayın etmeyin insanlar ile dalga geçmeyin… İnsanların eğlenilecek hali kalmadı… Umut tacirliği ayıptır ve insanları kandırmak günahtır günah…
***
Ekmek zammına da saatler kaldı…
İğneden ipliğe zamları tetikleyen akaryakıttaki ÖTV artışı, döviz ve altının yükselişi yeni bir zammı da gündemin bir numaralı meselesi haline getirdi. Simit 7 TL olunca susamın çuvalına 160 TL zam gelmiş. Şimdi ekmek için daha önce konuşulan 7-7.5 TL’lik fiyatında üstüne çıkıldı. Ekmek üreticileri ekmeğin fiyatının 10 TL’yi bulabileceğini söylüyorlar… Tabii doğal olarak uncular, mayacılar tuzcular sırada.. Yani asgari ücretli, emekli dar ve sabit gelirli nasılsa zam aldı ya… Arkası gelir… Ulaşım zamları, enerji zamları, ekmek zamları, pazar fiyatlarının zaten yanına yaklaşılamıyor. Peki, sonuç olarak nereye gidiyoruz? Fırıncıyı dinliyorsunuz haklı, uncuyu dinliyorsunuz haklı, Susamcıyı, mayacıyı, bakkalı, market sahibini, dolmuşçuyu, taksiciyi kimi dinlerseniz dinleyin haklı.. Peki, haksız olan kim? Haksız olan vatandaş… “tırmala gülüm tırmala!”
***
Muhtarlar tebligat memuru mu?
2 Eylül Haber olarak başlattığımız “2 Eylül Mahallenizde, MUHTARLAR KONUŞUYOR” söyleşi programlarında en çok dikkat çeken bölüm, mahalle muhtarlarının tebligat sorunu yaşaması… PTT elemanları kapıya gidiyor, muhataba bir haber kağıdı bırakıyor ve tebligatı getirip muhtara teslim ediyor. Hangi muhtara gittiysek çekmeceleri ve muhtarlığın rafları tebligat zarfları ile dolu… Bu arada vatandaş ile PTT çalışanları muhatap olmuyor ve muhatap olan muhtar. Yasa gereğince işin kolayı da bu… Dolayısıyla vatandaş muhtarı muhatap alıyor. Böylece muhtarın ağrımayan başı ağrır hale geliyor. Muhtarlar artık konuyla ilgili bir çözüm bulunması gerektiğini söylüyorlar. “Çözüm bulunur mu?” derseniz hiç sanmıyorum. Bizde işler böyledir. Çünkü işiniz bitince ilk köşe başında satılacaklar listesine muhtarı zaten yazmıştır siyasetçi… Bu yüzden de seçimlerden sonra muhtarın kapısını çalan herhangi bir siyasi partinin il veya ilçe başkanını, milletvekilini gördünüz mü? Aynı şeyi muhtarlara soruyoruz, ne yazık ki olumlu cevap alamıyoruz Bu şehrin atanmış- seçilmiş vekillerine soralım “muhtarlar tebligat memuru mu?”