Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin 22 yıl önce kurduğu Senfoni Orkestrasının kuruluşunu hatırlıyorum. Yılmaz Hoca, 1999 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı olunca, hemen Şehir Tiyatrosu faaliyete geçti. Eskişehir’in çok eski bir tiyatro tarihi vardı. Kesintiye uğramıştı. Türkiye’ye ünlü tiyatrocular yetiştiren okul da vardı. Ancak, Şehir Tiyatrosu yoktu. Bu iş kolaydı. Bence zor olan senfoni orkestrası kurmaktı. Senfoni Orkestrasının, şehir de alt yapısı olmasına karşın, hiç kimse bu konuda bir adım atmamıştı. Osmanlı döneminde padişahlar İtalya’dan sanatçı getirerek, İstanbul’da senfoni orkestraları kurmuşlar, çok sesli müziğin gelişimine destek vermişlerdi. İtalyan çok sesli müzik adamları, İstanbul’daki başarıları nedeniyle, Osmanlı Paşalığı rütbelerine bile çıkarılmıştı. İstanbul halkı onlara, İtalyancanın zor telaffuz edildiğini düşünerek, çeşitli Türkçe isimler takmıştı.

Cumhuriyet döneminde Osmanlı’dan miras orkestra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası adını almıştı. Birçok şehirde senfoni orkestrası kurulmuştu. Bir Cumhuriyet kenti olan Eskişehir’de niye bir senfoni orkestrası yoktu?

İLK KONSER OTOPARK’TA
Kendi kendime Yılmaz Hoca” Senfoni orkestrası kursun” görelim diye düşünürken, birden senfoni orkestrası ile karşılaştım. Yılmaz Hoca, rektörken konservatuvar kurmuş, buradaki birikimini Büyükşehir Belediyesi bünyesine Senfoni Orkestrası kuruluşuna aktarmıştı. Yani, Eskişehir’deki mevcut altyapı orkestra kuruluşu için ortaya çıkarılmıştı.

Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası da, 2 Eylül caddesindeki Büyükşehir Belediyesinin otoparkının bir kısmının konser salonu haline getirilmesi ile konserlerine başladı. Orkestra sahneye sığmıyordu. Kontrbas sanatçısı orkestradan biraz ötede konsere dahil oluyordu. Bu küçücük otoparktan devşirme salonda 10-20 kişi arasında bir izleyici grubu vardı. Sayın valimiz Hüseyin Aksoy’un geldiği ‘Mozart gecesi’ konseri ise, bin 500 kişi vardı. Dünyaca ünlü sanatçımız, bu günlerde sağlık sorunları ile uğraşan İdil Biret, bir sohbetimizde,” Eskişehir seyircisi kendi orkestrasını ortaya çıkarmış. Eskişehir’deki durum diğer şehirlere göre çok lüks bir durumdur” dedi.

TATLIYA BAĞLADIK
Bir gün gazetenin santrali, bir Eskişehirlinin benim ile görüşmek istediğini belirterek, telefon bana bağlandı. Telefonun öbür ucundaki ses,” Biz konser bileti bulamıyoruz. Sana bakıyoruz, salonda her hafta aynı yere oturuyorsun. Kombine bilet mi var?” . Bana ulaşan, bu okurumuz ve hemşerimize ne denir? Kendisine gişeci ile arasını iyi tutması gerektiğini söylemeyeceğimize göre, bilet bulamadığı konserin biletinin benden olduğunu söyleyerek, hemşerimizin tepkisini tatlıya bağladık.

22 YILDA BİR VALİ
Akşamları sağlıklı olmak ve kilo kontrolü için 13 km yürüyorum. Geçtiğimiz Cuma akşamı canım hiç yürümek istemedi. Senfoni Orkestrası konseri beni çekti. Konserin Fransız Devrimi çağında yaşamız Mozart’ın eserleri arasında seçilmesi ise konserin cazibesini benim gözümde arttırdı. Bir anda kendimi konser salonunda buldum. Opera Salonu küçük geldiği için konserler bir süredir, Büyükşehir Belediyesi’nin Adliye Binası karşısındaki Atatürk, Kültür ve Kongre Merkezinde buldum. Gişeye yöneldim. Benim önümde bir kız ve bir erkek iki öğrenci vardı. Heyecan ile yer var mı dediler. Biletlerini aldılar. Arkalarından ben. Sonra salona girdiğimde Valimizin koruma polisi ile karşılaştım. Nedir? diye düşünürken Valimiz Hüseyin Aksoy eşi Hülya Hanım ile geldi. Konser arasında Valimize Eskişehir’e geldiği ilde senfoni orkestrası olup olmadığını sordum. Yokmuş.

Binlerle ifade edilecek izleyiciye sahip olan Büyükşehir Belediyesi Senfoni orkestrası iki izleyici, takipçi daha kazandı. Tabii, ben hemen Valimiz ve eşinin fotoğrafları, orkestranın fotoğrafları ile daha konser başlamadan haberi yaptım. İnternet sitemize hemen haberi girdik. 22 yıl sonra bir vali yanına eşini de alarak senfoni orkestrası dinlemeye geliyordu. Sahneye dünyaca ünlü şefimiz Rengim Gökmen’e plaket vermek için sahneye çıkan Valimizi Şef Gökmen övünce meselenin özünü de kavradı.

ESKİŞEHİR’ E DE OLUR MU?
Gökmen, valimiz Aksoy’un elinden çiçek ve plaketini alınca, Salonu dolduran Eskişehirli seyirciye dönerek,” Valimizi eskiden tanırım. Samsun valisiyken Samsun’a Kültür Bakanlığına bağlı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünü koydu. Dünyaca önemli bir markanın piyanosun da Samsun’a kazanılmasına destek verdi. Sanatsever olduğu kadar, sanata destek veren validir” dedi. Salon alkıştan inlerken, benimde aklıma çeşitli sorular geldi.

ESKİŞEHİ’DE DOB OLUR MU?
Önceki Milletvekilimiz Prof. Dr. Nabi Avcı Kültür Bakanı olduğu dönemde Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası destekli Eskişehir Opera ve Bale Günleri başladı. Günlerin başlaması nedeniyle, önceki milletvekilimiz Avcı, yanına o dönemin AK Parti Eskişehir İl başkanını alarak, yemekli bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Türkiye’de 6 ilde olan Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğünün 7.’sinin Eskişehir’e kurulması gerektiğini söyledim. Henüz Avcı, cevap veremeden hemen AK Parti il başkanı söz alarak, ”Can Bey Eskişehir’de opera var” dedi. AK Parti İl başkanının opera sözüne milletvekilimiz ile aynı anda “ Orası tramvayın son durağı, binamız hazır. Yerleşik operamız yok” dedik. Burada opera, bale ile senfoni orkestrası sözcüklerinin karıştığına şahit olduk.

Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası opera ve balenin önemli altyapısıdır. Eskişehir’deki izleyici Samsun’da yoktur. Kültür Bakanlığı tarafından mevcut Senfoni orkestramız değerlendirerek, en çok izleyici olan Eskişehir’e DOB kurulur.