Seçime bir aydan daha az zaman kaldı. Bu seçimde aday bolluğu yaşanıyor.
Seçim havası bir başka oluyor. Seçimler demokrasinin şölenidir derler.
Uzun zamandan sonra olması gerektiği gibi siyasiler tarafından medya kuruluşları ziyaret ediliyor. Bizde gerek 2Eylül’de gerekse Milli İrade’de bugüne kadar pek çok adayı ağırladık. Daha da ağırlayacağız. Herkes yapacaklarını anlatıyor, projelerinden söz ediyor. Ziyaretlerde adayların kendilerini anlatmalarından doğal bir şey olamaz. Bazen biz soruyoruz onlar anlatıyorlar, bazen onlar anlatıyor biz dinliyoruz. Adeta seçimler öncesinde tüm adaylarda yılbaşı piyango bileti almış, yılbaşı gecesini heyecanla bekleyen, büyük ikramiyenin kendisine çıkacağına inanmış bir vatandaşın beklentisi var.
"Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!" Lafla peynir gemisi yürümez
1 Nisan’da yeni güne uyandığımızda laf dönemi bitecek iş dönemi başlayacak. İşte o zamana gelmeden tercihimizi doğru yapmamız lazım. Neden böyle diyorum? Kentsel dönüşüm, çeşmeden içilebilir suyun akması, fiyatı, ulaşım vs verilen vaadler arasında. Ancak bir sorun var ki; hemen hemen hepsinin dilinde. Şehrimizde artık çileye dönüşen trafik sorunu.
Nasıl çözeceklerini sorduğumuzda da şehrin merkezinde bat çık yapacaklarını, metro yapacaklarını söyleyen de var, tramvayı üstten götüreceğiz diyen de.
Şimdilik sadece bu sorunu ele alalım. Şehrimizde müstakil kalabilmiş evlerimizin bahçelerine bir göz atalım. Birçoğunda su tulumbası vardır. Buralarda yerine göre üç, beş, yedi metreden su çıkıyor. Elbette denilebilir ki; yüksek hızlı tren yer altına alınabildiği gibi bazı yerlerde ulaşımı da alabiliriz.
Ancak bu iş şehrin merkezinde o kadar da kolay olmaz. Kolay olmama nedeni şehrin yumuşak zeminde olması veya kazıldığı yerden su çıkması değil. Konunun uzmanları bu durumu çözebilirler. Ancak kent merkezinde bu mevcut yollarla dahi trafik kilitleniyor iken, metro veya başkaca bir neden ile kentin içinde herhangi bir caddenin trafiğe kapatıldığını düşünmek dahi istemiyorum. Sivrihisar Caddesi’nin, Mustafa Kemal Paşa Caddesi’nin, Sakarya Caddesi’nin daha da sayabiliriz kent merkezine bağlanan caddelerden bir tanesini bırakın aylarca kapatmayı bir günlüğüne kapattığınızda durumun ciddiyeti daha kolay anlaşılacaktır diye düşünüyorum. Buralarda yapılan çalışmalarda aylarca çekilecek toz, çamur eziyeti işin bir başka tarafı.
Yukarıda bahse konu olan vaadler dışında farklı vaadleri ve söylemleri olan adaylar da var. Örneğin en son gazeteniz 2Eylül’e ziyarete gelen Zafer Partisi Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Oğuz Beki. Kendisiyle keyifli bir söyleşi de gerçekleştirdik. Yapılan söyleşiyi gazeteniz 2Eylül’den ve de haber sitesinden takip edebilirsiniz. Gördüğüm kadarı ile birikimli, söylediklerinin altını doldurabilen bir isim Sayın Oğuz Beki.
Söz konusu olan Zafer Partisi ve Oğuz Beki olur da “sığınmacılar” sorulmaz mı? Sayın Beki; kısaca bu konuda şehrin en büyük festivali, en büyük şöleni “Suriyelileri davul zurnayla buradan göndermek” olacak diyor.
Seçildiği takdirde kentin kimliğini değiştireceğini söyleyen Oğuz Beki’nin söyleşiyi de izlediğinizde veya okuduğunuzda farklı söylemleriyle dikkat çektiğini söyleyebilirim.
Gerek 2Eylül gerekse Milli İrade gazetelerimize aday ziyaretleri devam ediyor. Tercihlerimizi bu gelen adaylar arasından yapacağız. Elbette oy atacağı adayı belirlemiş olanlar için diğer adayların vaadleri önemli olmayabilir.
Peki mevcuda tepki, partisine tepki ya da herhangi bir neden ile oy atacağı adayı belirleyemeyenlerin yani kararsızların sayısı da az değil.
Onlar da sanırım adaylara ve vaadlerine bakacaklar. Ancak onların da işleri zor. Zira; bu seçimde aday da çok vaad de…