CHP gerçekten çok ilginç bir parti. Ülke iktidarından çok parti içi iktidar savaşları ile dikkat çekiyor. Son yıllarda bu alışkanlığından vazgeçtiği düşünülen CHP’de her şey sil baştan 6’lı masa ittifakı ile bastırılan ve iktidar ümidi pompalayan çevreler ile işbirliği sona erince CHP içerisinde eski dönüş başladı. Üst üste hem genel seçim, hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan yenilgi CHP içerisinde eski hastalıkların nüksetmesine sebep oldu. CHP’yi masa ittifakı döneminde kendi değerlerinden uzaklaşmak, sağa yaslanmak ve merkez sağ politikaları sahiplenmekle suçlayanlar seçim yenilgilerinin ardından, “değişim” kavgası başlattılar.
Kavga diyorum, bu kelimeyi de özellikle kullanıyorum. İzmir ve Konya il kongrelerinde partililerin birbirlerine nasıl davrandıklarını, aralarındaki kavgaların bazı aklıselim partililer ile güvenlik güçleri tarafından bastırıldığını hep birlikte gördük.
Ana muhalefet partisi demokratik her ülkede iktidar namzedidir. Ancak ne yazık ki CHP son 21 yıldır tüm olumsuz koşullara rağmen bir türlü iktidar namzedi olamadı. Son seçimde bile onca yaşanan olumsuzluğa rağmen oluşturduğu masanın bile tam anlamıyla desteğini alamamasının altında yatan sebep ne olabilir ki? CHP mevcut yapısıyla ne yazık ki toplumun yüzde 25’inden fazlasına güven veremiyor. Son seçimde ortaya çıkan tablo bunun en büyük ispatı… Seçim öncesinde oluşturulan hava ne yazık ki sandığa yansıtılamadı. Sebep olarak “kurgu kaset” falan gibi gerekçeler sıralansa da temel sıkıntı CHP kadrolarının kendi içinde her an birbirlerine karşı verebilecekleri mücadelenin ortaya çıkardığı endişeden başka bir şey değil. O kadar bastırılmış duygulara rağmen seçim döneminde yüksek tondan çıkan bazı çatlak sesler vatandaşın kulağını tırmalamadı.
Yani özetle CHP toplumsal barışı sağlama konusunda tam bir bütünlük resmi veremedi. Elbette iktidarın elindeki tüm propaganda malzemelerini kullanması ve devletin bütün gücüyle seçimlere asılması sonuçta etkili oldu. Hiçbir iktidar muhalefete iktidarı altın tepside sunmaz… Bunu bilmemek çok ama çok saflık olur.
Gelelim Eskişehir’e… Önümüzdeki günlerde CHP Eskişehir İl Kongresi gerçekleşecek. Eskişehir’de şimdiden üç il başkan adayı var. Figen Kahya CHP Odunpazarı Belediye Meclis üyesi ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt tarafından destekleniyor. Ardından CHP’nin önemli emekçilerin Erdal Çakıcıer de adaylığını açıkladı. Bir de Tepebaşı Belediye Meclis üyesi Nazan Erşahin adaylığını açıklayınca aday sayısı üçe çıkarken Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in kongrede tek il başkan adayı beklentisi de tam anlamıyla hayal oldu.
Yaklaşan yerel seçimler öncesi ortaya çıkan bu tablo özellikle Belediye Başkanları ve belediye başkanı adayı olmak isteyenleri derinden etkileyecek.
Eğer CHP açısından Büyükerşen gibi fenomen bir isim bile birlikteliği sağlayamıyorsa yerel seçimlerde ortaya çıkacak tabloyu varın siz hesap edin. Yani CHP’deki gelişmeler çok açık ifade etmek gerekirse eskiye dönüşün ayak sesleri olarak yorumlanabilir. Bu da bugüne kadar hiç büyükşehir seçimi kazanamamış olan AK Parti’yi ve Cumhur İttifakı bileşenlerini yerel seçimler öncesi sevindirecek bir gelişme olarak nitelendirilebilir. Her neyse bugüne kadar taban ittifakı ile seçim kazanmış Büyükerşen’in işi özellikle CHP’nin iç sorunları ile İYİ Parti’nin tutumu sebebiyle bir hayli zora girmiş gibi görünüyor.