Hasta olduysak memleketin meselelerine de uzak kalmadık... Yine de bizi ilgilendiren gündemi takip etmek için elimizden geleni yaptık… Memleket yanarken asıl sorunları bırakıp basit şeylerden siyaset üretme çabalarına tanıklık ettik. Örneğin bir vidanjör üzerinden bir bardak suda koparılan fırtınayı da, CHP içerisinde delege seçimleri öncesi yaşanan kavgaları da takip etme imkanımız oldu.
Siyasetin boş işler kumpanyası asıl gündemin üzerine şal örtmekle meşgul. Gündemde olması gerekenler neler mi? Sıralayayım. Eskişehir için yaz mevsiminin sonuna gelinirken okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Veliler için bir kayıt telaşıdır gidiyor. İnsanlar çocuklarına en iyi eğitimleri aldırabilmek için büyük telaş içerisindeler. Bir taraftan okullarda her ne kadar resmi adı “kayıt parası” olmasa da bir gönüllü(!) bağış baskısı yaşanırken, okul alışverişleri içinde hazırlıklar devam ediyor. Bakalım bir çocuğun bu yıl okula başlama maliyeti ne kadar olacak? Hep birlikte göreceğiz. Öte yandan Haziran ayı bitip Temmuz ayının ilk haftasında yapıştırılan yüzde 24’lük doğalgaz zammının etkilerini de önümüzdeki kış yaklaşınca hissedeceğiz. Ulaşıma zamlar kapıda, yine Eylül ayı itibariyle ekmek fiyatları artacak. Diğer temel gıda ürünlerindeki artışları söylemiyorum bile. Bu arada yılbaşında yüzde 30’luk artışla 22 Bin 104 TL’ye yükseltilen ancak her geçen ay biraz daha eriyen asgari ücret ile çalışanların da, yüksek hayat pahalılığı karşısında 16 Bin 881 lira ile geçim savaşı veren milyonlarca emeklinin de hayatları biraz daha zorlaşacak.
Merkezi siyasetin gündeminde kapalı kapılar ardında olan bitenleri saymaya bile gerek yok. Neymiş, “Vidanjör kirli suyu uygun olmayan yere neden deşarj etmiş, böyle çevrecilik mi olur muş?” ya da “CHP’de delege seçimlerinde kim kimin adamıymış, kim kimi seçmiş?” Bunların vatandaşın gündemiyle örtüşen nesi var Allah aşkına?
Tamam vidanjör kirliyi suyu uygun olmayan şartlarda uygun olmayan bir yere deşarj etmiş, çevre ve şehircilik de gerekli cezai yaptırımı uygulamış. Bunun ötesi ne? CHP’de delege seçimleri başlamış, kim adaymış kim değilmiş bunun vatandaşı ilgilendiren kısmı ne? Kim kimin adayı olmuş, olacakmış bundan sokaktaki vatandaşa ne?
Yahu sadede gelin… Vatandaş gerçekten burnundan soluyor. Vatandaşın canı burnunda… Emin olun hindiler bile vatandaş kadar kara kara düşünmüyordur. 19 litrelik bir damacana suyun fiyatının 120 liralar civarında olduğu, 12 litrelik Kalabak damacanasının fiyatının 40 liraya yükseldiği, çarşıda bir tas çorbanın 70-80 liradan içilebildiği, 200 gram ekmeğin 15 liradan satılmaya başlanacağı günlerde birileri sanki vatandaşla dalga geçiyor. Bakın berber ve kuaförler odası başkanı ,“Bu yıl yaz mevsimini umduğumuz gibi geçiremedik. Bizim için önümüzdeki dönem çok zor geçecek!” diyor. Yine Türkiye Emekliler Derneği’nden, “ Durma değil haklarımız için mücadele zamanı” açıklamaları yükseliyor bunları gündemlerine alıp konuşan var mı?
Çok sevdiğim bir tekerleme işitmiştim yıllar önce. O tekerlemede yeğeni halasına şöyle sesleniyor; “Hala hala horozun yumurtluyor mu?” halası cevap veriyor, “Oğlum hiç horoz yumurtlar mı?” Yeğeni tekrar şöyle diyor, “Halacığım maksat laf olsun!”
Tamam elinizde değnek yok, yapabileceğiniz bir şey de yok anladık. Ancak hiç olmazsa “laf olsun” türünden vatandaşın sorunlarını dile de mi getiremiyorsunuz?