Geçtiğimiz gün CNN Türk’te uzunca süren bir program vardı. Gıda ürünlerinin devlet kontrolüne geçmesinde yarar olduğu sonucu çıkarıldı. Biz devletçiliği Atatürk döneminden sonra rafa kaldırmıştık. Devletçiliğin modası geçti denilerek, altı ok da süs olarak duvarda yerini almıştı.
Her hafta semt pazarına çıkan biri olarak, 30 liraya satılan domatesi, 40 liraya satılan patlıcanı, kilosu 10 liradan satılan karpuzu bildiğim için, devletçilik gelsin diyenleri anlayabiliyorum. Ama geç kalındı. Atatürk’ün önemli ilkelerinden birini onun ölümünden sonra hep beraber rafa kaldırdık. Partisi de dahil kimse sahip çıkmadı. Şimdi, ilkelerin değerini anlıyoruz. CNN Türk’teki tartışmada da, gıda piyasasında bir tekelleşme olduğu gerçeği ortaya konuldu. Tarlada 3 lira olan bir ürün markette 50 liraya satılıyor.
KÖYE DÖNÜŞ
Çiftçiden sonraki aracılar kazanırken, çiftçi sürekli zarar ediyor. Zarar eden çiftçide toprağını bırakıyor. Kırsal kesimde sürekli nüfusta bu yüzden bir azalma var. Hayvancılıkta farklı değil, ahırlar gittikçe boşalıyor. Yem fiyatlarının kontrolden çıkması, çiftçinin yaptığı hayvancılığa sekte vuruyor. Bugünden değil, Atatürk’ün politikalarından onun ölümünden sonra vazgeçilerek, yeni politikalar bizi buraya getirdi. Şimdi, nasıl önlem alınacağı konuşuluyor. Köye dönüş projelerinin hayata geçirileceği söyleniyor. Köylerin adı bile mahalle oldu. Ben bugün kuraklık nedeniyle de, gidişatın iyi olmadığını görüyorum. Semt pazarlarında bile, üreticiler gelmiyor. Fiyatlar bu ay bile ucuzlamıyor. Pazarcı esnafında pazarların boş olmasından yakınıyor.
GIDA DA SAVAŞ
Özellikle Kovid 19 salgını sonrası yükselen enflasyonda dikkati çeken en önemli başlıklardan birisi fiyatlarıydı. Financial Times, geçtiğimiz aylarda dünyanın en büyük tarımsal emtia şirketlerinden Olam Group’un yöneticilerinden birisi olan Sunny Verghese’nin yaptığı konuşmayı ‘Gıda Savaşları Başlıyor’ başlığıyla gündeme getirdi.
ODUNPAZARINDA GÖRÜLÜYOR
İklim sorunu gıda güvenliğini etkilemekle birlikte sorunun gerçek kaynağını açıklamamaktadır. CNN Türk programında dile getirildiği gibi ya da bizim Perşembe günü Odunpazarı'ndaki semt pazarında da görüldüğü gibi tekeller esas sorundur. Gıdanın yüksek fiyatları, yüksek enflasyonu gündemde tutmaya devam edecektir.
Türkiye’de satış ağını kontrol eden bir avuç tekel ve tüccarın fiyatları istediği gibi şişirmesinin önüne geçilmelidir. Ayrıca bu politikaları sürdürmek güvenlik zaafına da yol açar. Benim ve hepimizin gönül rahatlığa pazara çıkabilmemiz ve üreticilerin ve halkın pazarda tekrardan yerini almasını sağlayacak. Tarımsal üretimde ciddi bir planlama yapılmalı ve üretimi destekleyen kapsamlı bir teşvik programı belirlenmelidir. Odunpazarındaki semt pazarından da görülüyor. Dünya hızla büyük bir gıda savaşına sürükleniyor. Fırtınalı günlere hazırlıklı olmalıyız. KİT’lerimizi yeniden kurmalıyız. Devlet ayakkabı, soğan satmazdan bugünlere geldik. Dersimiz aldık. Şimdi ders çıkarmalıyız.