“Emekli aylıklarına yapılan yüzde 24.73’lük zam, emeklileri koruyan bir artış olmamıştır. TÜİK hükümetin uyguladığı düşük ücret politikasına göre TÜFE hesaplaması yapmaktadır. Çarşı-Pazar fiyatlarıyla uyumlu olmayan TÜFE ortalama fiyatları ve ağırlıkları sır gibi saklamaktadır. Tüfe hesaplamaları, objektif olmaktan ve bilimsellikten uzak kaldığından, emekli aylıklarına seyyanen artışlar yapılmalıdır.
2000 sonrası dönemde, asgari aylık bağlama oranının %70’den %35’e düşürülmesiyle birlikte, kök aylıklar değersiz kalmıştır. Çözüm olarak getirilen en az aylık ödemesi, prim kazancı ve prim ödeme gün sayısı fazla olanları, mağdur eden bir uygulamaya dönüşmüştür. En az aylık ödemesinin 12.500 TL’ye yükseltilmesinin, hayat pahalılığı karşısında hiçbir değeri yoktur. Nimet/külfet dengesini bozan en az aylık ödemesi uygulamasına son verilmeli ve her bir emekliye, insanca yaşamaya yetecek aylık ödenmelidir.
Asgari ücretin altında kalan emekli aylıkları asgari ücrete yükseltilmeli, emekli olunan tarihlere bakılmaksızın, prim kazancı ve prim ödeme gün sayıları eşit olanlara, eşit aylık ödenmesi için intibak yapılmalıdır. Emekli aylıklarını düşüren hesaplama sistemi değiştirilmeli, çalışılan dönemler için “tek bir aylık hesaplama sistemi” getirilmelidir.
TÜFE’ ye endeksli yüzdeli zamlar, aylıkları düşük olan emeklilerimizi mağdur eden bir sisteme dönüştüğünden, 5510 sayılı Kanun’un 55. maddesi değiştirilmeli ve seyyanen zamlar ile birlikte refahtan (milli gelirden) pay verilmelidir.
Emeklilerin aylıkları, harcamalarında ödemiş olduğu dolaylı vergiler ile küçültülmektedir. Vergi iadesinin yerine getirilen ve yüzde 4-5 arasında değişen ek ödeme oranları yetersiz kaldığından, tek kalem olarak yüzde 10’a yükseltilmelidir.
Emeklilerimizin ödemiş oldukları katkı payları, emeklilerin ödeme gücünü aşmıştır. Çalıştığı dönemlerde yüzde 12 sağlık primi ödeyen emeklilerimiz, sağlık hizmeti aldığında çeşitli adlar altında kesilen katkı paylarından muaf tutulmalıdır.
Emeklilere ödenen bayram ikramiyeleri günün koşullarında yetersiz kalmaktadır. 2024 yılı için belirlenen 3000 TL bayram ikramiyesi, en az aylık ödemesi ile eşitlenmelidir.”
Yukarıdaki ifadelerin hiç birisi bana ait değil. 17 Temmuz’da toplanan Türkiye Emekliler Derneği Başkanlar Kurulu’nun yaptığı açıklama metninden alınmış ifadeler. Emekliler adına Başkanlar Kurulu tarafından kaleme alınmış ve altı imzalanmış bir bildirinin içinde riya yok, anormal bir talep yok, karşılanamayacak bir madde de yok. Doğrudan emeklilerin taleplerini içeren bu ifadelerin dikkate alınacağını hiç sanmıyorum. Ancak tarihe not düşmek için bu ifadelerin yer aldığı metni sütunlarıma taşıdım. Umarım sadece emeklilerin değil, toplumun tüm katmanlarının ekonomik sorunlarının çözüldüğü, aydınlık, müreffeh bir gelecek için birileri çıkar bazı adımların atılmasına öncülük eder.
Çünkü bu ülkenin insanlarının en çok ihtiyacı olan şeylerden birisi öncü ve rehberlik edecek insanlarının sayısının da giderek azalmaya başlamasıdır. Hepimizin oturup konuşabildiği, tartışabildiği ve sonunda kucaklaşıp ortak bir nokta bulabildiği Türkiye hayal ediyorum. Çok şey mi istiyorum acaba?