Eskişehir’de seçim öncesi de, seçimden sonrada anket yapsanız bir numaralı sorun kesinlikle “TRAFİK” çıkar. Çünkü Eskişehir’de dünden bugüne, bugünden yarına çözülmesi gereken en önemli sorun yol sorunudur. Çevre yolundan başlayarak, şehir içindeki ana caddelere kadar yenilenmesi gereken bir düzenden söz ediyorum. Eskişehir’de gerçek anlamda bir tek Bulvar olarak Atatürk Bulvarı var. O da merhum Selami Vardar döneminde istimlakleri yapılan ve yine merhum Aydın Arat döneminde yapımı gerçekleştiren Atatürk Bulvarı’nın dışında adı bulvar, olmaktan öteye gitmeyen caddelerimiz var. Örneğin Cumhuriyet Bulvarı eski adıyla cadde. Yine Mustafa Kemal Atatürk Caddesi, Yunus Emre Caddesi, Sakarya Caddesi, Cengiz Topel Caddesi, Şair Fuzuli Caddesi, İsmet İnönü-1 ve 2 Caddeleri, Cengiz Topel, Sivrihisar, Yakup Satar, Vatan Caddesi, Ziya Paşa Caddesi ve 2 Eylül Caddeleri mevcut yapılarıyla Eskişehir’in trafiğini taşıyabilecek durumda değiller.
Dün internet sitelerine ve gazete sayfalarına yansıyan TÜİK verilerine göre Eskişehir’deki trafiğe kayıtlı araç sayası 349 Bin 724’e çıkmış. Araç sayısı bir önceki aya göre 2 Bin 433 adet artmış.
Bu şartlar altında şehrin mimarisine yeni yollar, caddeler ve bulvarlar ekleyemediğimize göre trafik biraz daha sıkışacak demektir. Yeni otoparklar, yeni yollara ihtiyaç olduğu kesin. Şehrin planı geleceğe dair yapılır. Şehrin planı mevcut sıkışıklığın arkasından gittiğinde ortaya sıkıntı çıkar. Bu sorunu yerel yönetimler tek başlarına çözebilirler mi? Öylesine zor bir durum ki, merkezi yönetimler ile yerel yönetimler işbirliği yapmadan bu sorunun üstesinden gelmek imkansız. Örneğin şehir içinde kalan ve artık bulvara dönüşen çevre yolu şehir trafiğine öylesine bir yük bindiriyor ki anlatmak mümkün değil. Her gün yaklaşık 100 bin insanın OSB’ye taşındığını düşünecek olursak ve bu taşınmanın da çevre yolu üzerinden olduğunu düşünecek olursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz.
Biz de ne yazık ki en önemli sorun siyasal görüş farklılıkları olan yönetim anlayışlarının arasındaki diyalog kopukluğu yaşanmasıdır. İktidar partisi mensuplarının “ne halleri varsa görsünler” mantığıyla yaptıkları değerlendirmeler, yerel yönetimlerdekilerin de “biz merkezi iktidara minnet etmeyiz” anlayışı ile hareket etmesi Eskişehir’in arada sıkışıp kalmasına sebep oluyor.
Halbuki Eskişehir için seçilenlerin, siyasi görüşü ne olursa olsun, yine Eskişehir için bir araya gelmesi, Eskişehir’i müzakere etmeleri kaçınılmaz ve olmazsa olmazlardan birisidir. Son seçimlerin ardından aralanan diyalog kapısının ne kadar açık kalacağını bilemiyorum. Ama aralanan kapının cereyana tutulması için pencere açanlara inat acaba işbirliği kanalları açık kalsa kim kazanır? Emin olun o kanalları açık tutmak için can siperane çalışanlar ve Eskişehirliler kazanır. Söylemek istediğim şey ortak aklın gerektirdiği Eskişehir’e ve Eskişehirliye verilmiş sözlerin yerine getirilmesidir. Vatandaş hizmeti kimin yaptığına elbette bakar ama vatandaş asıl hizmetin yapılıp yapılmadığına da bakar. Kim yapıcı yaklaşmış, kim direniş göstermiş buna da bakar.
Buradan çağrım şudur, parti taassubundan çok daha önemli şeylerin olduğunu birileri hatırlamak zorunda. Ne deniliyordu, “Mottomuz Eskişehir.” Eğer hep birlikte hizmetleri yarıştırmak yerine egolarımızı yarıştırmaya devam edersek kaybeden Eskişehir olacak. Gerçekten hep birlikte “Mottomuz Eskişehir” kavramının etrafında birleşebilirsek, trafik sorunu başta olmak üzere çözemeyeceğimiz hiçbir sorun kalmayacaktır. Önemli olan iyi niyettir, karşılıklı diyalog kapılarının açık kalmasıdır. Eskişehir için herkesi ortak akla davet etmekten başka bizlerin yapabileceği bir şey yok.