Ocak ayı yaklaşırken Esnaf Odaları kongresine sayılı günler kaldı.
Bu kongrelerin başlangıcı ise malumunuz Servisçiler Odası’ndan olacak.
Mevcut başkan Ahmetcan Günay, 4 Mayıs 2024’te yapılan olağanüstü genel kurul ile göreve gelmişti. O dönemde eski başkan Abdurahman Yüceer’e yönelik tepkiler büyüyünce Günay cesur bir adım attı ve olağanüstü seçimle koltuğa oturdu.
Peki, Günay kısa sürede neler yaptı?
Sadece üç ay gibi kısa bir süre içerisinde yıllardır Şoförler Odası’nın elinde bulunan UKOME temsil yetkisini servisçi esnafının evine yani Servisçiler Odası’na kazandırdı.
Bu basit bir yetki transferi değil.
Bu uzun yıllardır değişime direnmiş, alışılmışın dışına çıkmamış bir sistemin kırılması demek.
Bakın burası çok kritik!
Yıllardır divan başkanlığı konusunda tartışmasız tek isim olarak bilinen Ekrem Birsen bu kongrede görev almayacak.
Bu büyük bir meydan okumadır.
Ve cesur bir hamledir.
Bunu bir devrim olarak nitelendirin.
Bunu bir isyan olarak görün.
Bunu başkaldırı olarak değerlendirin!
Ekrem Birsen, sektörün sorunlarını genellikle sahadan ziyade masa başında çözmeye alışmış, alışılmış rutinlerin dışına çıkmayan bir figür olarak eleştiriliyordu.
UKOME yetkisi gibi kritik konularda, esnafın sesi yerine eski dengelere bağlı kalması, sektörün gelişimini uzun yıllar geciktirdi.
Ve Günay bir nevi bu tutuma sessiz bir ceza veriyor:
“Benim divan başkanım değilsin kardeşim” diyor.
Aslında bu, esnaf odası başkanlığının ne demek olduğunu da sessiz bir şekilde hatırlatma eylemi: “Artık eski düzen yok. Artık tek kişi, tek isim devri kapandı.”
Ekrem Birsen yıllarca sektörün önüne engeller koyan, değişime direnç gösteren bir figür olarak hatırlanacak.
Günay ise onun divan başkanlığına engel koyarak, sadece bir koltuğu değil, değişimin ve genç enerjinin yolunu açıyor.
Ve bunu yaparken kimseye bağırmadan, kimseyi rencide etmeden…
Sadece cesurca.
Şimdi geriye bakınca görüyoruz ki bu sadece bir oda kongresi değil; bu, yıllardır kendi konfor alanında esnafın sesini duyurmayan, rutinlere bağlı kalan sistemlere karşı verilen sessiz ama etkili bir mesaj.
Günay, bu üç aylık kısa sürede “Artık eski düzenin temsilcilerine alan yok” dedi.
Ve işte bu yüzden bu hamle sadece Servisçiler Odası için değil tüm esnaf camiası için bir dönüm noktasıdır.
Unutmayın, devrimler çoğu zaman gürültüyle değil, cesur adımlarla başlar.
Ve bazen bir koltuğun yer değiştirmesi, bir sistemin yeniden nefes alması için yeterlidir.
Ahmetcan Günay, bu kongrede sadece bir başkanlık yarışını değil, eskiye başkaldıran bir vizyonu sahaya taşıyor.
Artık zaman değişim zamanıdır.
Artık eski rutinler, masa başı kararları ve sessiz dirençler, geçmişin hikayesinde kalacak.
Günay’ın attığı bu adım, bir başkaldırının, bir devrimin ve bir isyanın sessiz ama etkili manifestosu olarak hafızalara kazınacak.
Ve bir kez daha görmek lazım ki bazen büyük değişimler, en küçük ama en cesur adımlarla başlar.
İşte tam da bu yüzden Servisçiler Odası’nda yaşananlar sadece bir kongre değil, yeni bir dönemin başlangıcıdır.
****************************************************************************
Kuantum Özge der ki:
“Dilekler düşüncelerimizin evrene gönderdiği sessiz çağrılardır. Ne düşünürsek onu çekeriz.”