Ülkenin en garibanları, en çok mağduriyet yaşayanları kimlerdir diye soracak olsanız cevabınız ne olurdu? Büyük olasılıkla herkes emeklileri işaret ederdi. Çünkü onlar yıllarca çalışıp üretmiş sonra da hayatlarının sonbaharında rahatlığı hak etmiş insanlar. Devlete ve millete karşı görevlerini eksiksiz yerine getirmiş bu insanların normal olarak hayatlarının sonbaharında rahat etmesi beklenir.
Bizim ülkemizde öyle mi? Beklentiler öyle olsa da, gerçekler hiçte öyle değil. Düşünün ki; açlık sınırının altında asgari ücretle çalışılan ülkemizde asgari ücretin çok altında bir maaş ile yaşam savaşı veren emeklilerimiz var. Pazara gidemeyen, fırında askıda ekmek bekleyen emeklilerimiz yok mu? Doğalgaz faturası yükselmesin diye sokaklarda vakit geçirmeye çalışan, akşam eve döndüğünde battaniyeye sarılıp oturan emeklilerimiz yok mu? Geçimini sağlayabilmek için mendil, yara bandı, çakmak satmaya çalışan, hayat pahalılığı karşısında çoluk çocuğundan yardım bekleyen, evinin kirasını, elektriğini, doğalgazını ödemek için bin bir çaba gösteren emeklilerimiz yok mu?
Emeklilerin gönlünü almak için geçtiğimiz yıl emekliler yılı ilan edilmişti. Peki; emekliler yılında ne yapıldı? TÜİK’in yayınladığı enflasyon rakamları ile maaş artışının dışında PTT kargoda indirim, gidebilirse sahil bölgelerinde öğrenci yurtlarında tatil imkanı sunulduğu belirtildi. Acaba kaç emekli bu imkanlardan yararlanmıştır? Emekliler 2024 yılının emekliler yılı ilan edilmesiyle umutlanmıştı. Maaşlarında iyileştirme yapılmasını, memurlara verildiği gibi seyyanen zammı bir umutla beklediler. Ne yazık ki “Emekliler yılı” ilan edilmesine rağmen emekliler umduklarını bulamadılar. Hayal kırıklığı yaşadılar.
Bu yılda yine hükümet tarafından aile yılı ilan edildi. Emeklilerde bir ailenin parçası hatta direği değil mi? Acaba aile yılında emekliler için yeni bir umut ışığı doğar mı? Aile yılı ile ilgili açıklamaların içinde de maalesef emeklileri ilgilendiren, emeklileri rahatlatacak bir şeyler şimdiye kadar duyamadık.
Temmuz ayı yaklaşıyor. Emeklilerin yılın ikinci yarısı için “Maaş artış beklentisi var mı?” diye soracak olursanız emekliler bir umutsuzluk içerisindeler. Yılın ilk 6 ayı için TÜİK rakamları ile tahmini fiyat artış oranı yüzde 16 civarında olacak.
Anlayacağınız emeklilerimizi yine zor bir süreç bekliyor. Halbuki emeklinin beklentisi birazcık rahatlatacak, nefes aldıracak azıcık da olsa seyyanen bir zam. Olabilir mi? Öyle bir ihtimal şu ana kadar ufukta görünmüyor.
Emekliler için yılın ikinci yarısı da çok ama çok zor geçecek. Hele hele komşularımızda çıkan savaş nedeniyle de olsa ardı ardına gelen akaryakıt zamlarıyla yine iğneden ipliğe her ürüne gelecek fiyat artışlarıyla sabit gelirli vatandaşlarımız ve de özellikle emeklilerimiz daha da zorlanacak.
Özetle; Temmuz ayı sabit gelirliler için ve özellikle emekliler için çok önemli. Emekliler meydanlarda seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Son dakika bir müjde olmaz ise yine bu dönem için ne denilebilir ki; “Emekliler mutsuz ve umutsuz!”