Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi belki de Türkiye’de en çok üyeye sahip şubelerden birisidir. En azından ilk beş’in içinde olduğunu düşünüyorum. Özellikle bir önceki başkan Arif Duru’nun uzun yıllar süren başkanlığı döneminde Türkiye’de genel merkezden sonra en faal şubeler arasındaydı denilebilir. Arif Duru son yapılan genel kurul öncesi “ununu eleyip eleğini duvara astı” ve görevi mevcut başkan Muhsin Dilbaz’a devretti. Sayın dilbaz’da göreve geldiği günden bu yana emekliler adına bayrağı hiç yere düşürmedi. Başkan Dilbaz gerektiğinde gerektiği gibi açılmalar yapmaktan geri durmadı. Daha diplomatik bir dil kullanırken emekliler adına çok ciddi talepleri iletmeye de devam ediyor.

Malum yeni bir yıla sayılı günler kaldı. Yeni yıl demek emekliler için yeni bir maaş dönemi demektir. Tam da bu arada emeklilerin sesini duyurmak adına Muhsin Dilbaz başkan bir açıklama yaptı. Yaptığı açıklama doğrusunu isterseniz emeklilerin durumunu ortaya koyması bakımından son derece önemli. Dilbaz açıklamasında emeklilerin zam almadığını, sadece enflasyon farkı aldığını bununda emeklilerin maaş artışı olarak değerlendirmenin yanlış olduğuna dikkat çekiyor. Şöyle diyor Muhsin başkan, “Olur olur ama bu kadarı olmaz dedik. Bir gün önce hükümet bürokratlarına 30.000 TL seyyanen zam yapacağını açıkladı. Bu rakamlar emeklinin maaşının iki katı. Buna nasıl bir isim vereceğimizi bilemedik. Emekliye işkence desek o da değil. Öncesinde “Çok yaşıyorsunuz” demişlerdi!!! Ölmek istiyoruz ama can bu bir türlü çıkmıyor. Sürünüyoruz, işkence çekiyoruz, kan ağlıyoruz ama ölmüyoruz. Emekliyi öldürmek o kadar da kolay değil. Kanımız çekilebilir, midemiz yapışabilir ama direncimiz sağlam, çelik gibi, sonuna kadar direneceğiz.”

Bununla da yetinmiyor ve önümüze bir hesap koyuyor. Ve bu hesabı koyarken konuyu daha net anlatıyor. Muhsin başkanın bu konudaki hesabı şöyle; “Medyadan, siyasilerden ve herkesten bir yanlışı düzeltmeyi istiyorum. Biz emekliler zam almıyoruz Zam denilen şeyi altı ay yaşıyoruz, çekiyoruz, altı ay sonra onların belirlediği enflasyon farkı alıyoruz Buna zam denmez bize layık gördüğünüz o enflasyon farkı. Emekli bu bedelleri peşin ödemiştir. Şimdi ise o ödediği bedelin karşılığını istemektedir. İstediğini alıncaya kadar mücadelesini sürdürecektir. Sosyal Güvenlik sistemi koruyucu olmaktan çıkmıştır. Yeni bir yasa gerekmektedir. Diyelim ki Enflasyonu 2 ve üstünde çıkardılar Aralık’ta da 3 çıkarsınlar. Bizim için yeterli rakamlar, yüzdeler değil 100 de 100 versinler bürokratlarına verdikleri seyyanen zam kadar bile maaşımız olmuyor. Onlara verdikleri seyyanen zammı esas biz emeklilere vermesi, onlara vermemesi gerekir. Adalet o zaman gerçekleşir. Onların arabalarının yakıt paraları bile bizim maaşımızdan fazla. Biz o yüzden gelir adaleti, vergi adaleti çalışma adaleti, sosyal yaşam adaleti istiyoruz. “

Bu açıklamanın herhangi bir yerine yanlış denilebilir mi? Yahu memlekette 4 milyonun üzerindeki bir kesim en alt ölçekli emekli maaşına talim ediyor. Yani 16 Bin 881 lira maaşla yaşam savaşı veriyor. Türkiye’de ortalama emekli maaşı 20 bin lira civarında. Aldıkları yüz binlerce lira ile geçinemedikleri için maaşlarına 30 Bin lira seyyanen zammı el altından dayatanların emeklinin içinde bulunduğu durumu görmezden gelmeleri kabul edilebilir bir şey midir? Emekliye enflasyon farkı bürokrasiye 30 bin lira seyyanen zam hangi adalet ölçüleri ile örtüşür? Bu uygulamanın sosyal devlet anlayışındaki yeri nedir? Galiba biraz insaf, biraz merhamet demek gerekiyor.