Türkiye 6 Şubat 2023 tarihinde asrın felaketini yaşadı. Yüz binlerce konut yıkıldı, on bir şehir nerede ise harabeye döndü. Resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde canımızı kaybettik, on binlerce vatandaşımız yaralandı. Böylesine büyük bir felaketin ardından gündemin bir numaralı meselesi 17 Ağustos 1991 depreminin ardından uzmanların 30 yıllık zaman verdikleri İstanbul depremi oldu. 30 yılda yapılamayanları 30 günde yapma telaşı tuttu birden bire. Zira defalarca çıkarılan imar aflarından sonra Kahramanmaraş merkezli depremin yol açtığı yıkımın faturası gerçekten çok ağır. Bu depremin on bir ili içine alan etkisinin 13.5 milyon nüfusu kapsadığını gördük. İstanbul ise dünyanın mega kenti ve şu an nüfusu 16 milyonun üzerinde. Sadece nüfus olarak değil İstanbul’un içinde bulunduğu havzanın Türkiye ekonomisinin kalbi olduğunu biliyoruz. Böyle olunca ülkeyi yönetenlerin ve ekonominin bizatihi içinde olanların Allah korusun yaşanabilecekler karşısında endişelerini anlamak mümkün.
İşte bu sebeple yeni arayışlar başladı. Eskişehir bu anlamda yeni yatırımcılar için fırsatlar sunan orta ölçekli butik bir şehir. Seçim dönemi olmasına rağmen gürültüye gitmesin diye Eskişehir ekonomisinin üçlü sacayağı diyebileceğimiz EOSB, ETO ve ESO Başkanları ile birer söyleşi gerçekleştirdik. Gerek EOSB Başkanı Nadir Küpeli, gerek ETO Başkanı Metin Güler, gerekse ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş Eskişehir’in önündeki fırsatlar ve sorunlar ile ilgili çok çarpıcı açıklamalar yaptılar. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Küpeli, EOSB’de yapılacak yatırımlar ile ilgili yaptıkları öngörülerin çok ötesinde talep patlaması yaşandığına dikkat çekerek, “Onun dışında sanayicilerimizin Eskişehir'e olan teveccühlerini biliyorum. Onlar gelmeden biz onların önünde olmak durumundayız. Şimdi özellikle İstanbul bölgesinden Eskişehir tarafına ciddi bir göç var. Bundan dolayı da biz onlardan önce arsa üretmek durumundayız. Şu anda iki bin yirmi altı, iki bin yirmi yedi yıllarında yapacağımız istimlakları kamulaştırmaları şimdi yapıyoruz. Büyük bir kısmı da yaptık” diyor. Yine ESO Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kesikbaş halen Eskişehir’de EOSB’de yaklaşık 75 Bin civarında kişinin istihdam edildiğine dikkat çekerek en önemli sorunun “göç” olduğunu söyledi. Kesikbaş da, “Eskişehir önemli bir kent. Yatırım potansiyeli olan bir kent. Özellikle Marmara havzasında deprem riski ve buna bağlı olarak yine arazi maliyetlerindeki artışlar, insan kaynağına erişim gibi problemlerden dolayı birçok sanayici aslında Eskişehir'e gelip gitmeye başladı” ifadelerini kullanıyor.
İlgi odağı olmaya başlayan bir kent ne yapmalı? Bu adımlara destek sağlaması gereken özellikle yerel ve merkezi yönetimin temsilcilerinin de umarız bu gelişmeler dikkati çekiyordur. Zira bütün bu gelişmeler olurken kenti ve kent insanını yakından ilgilendiren gelişmelerin Eskişehir’in rastgele büyümesine izin verilemez, verilmemelidir. Kentin geleceğinin planlanmasında kentin tüm aktörlerinin görev ve yetki alanları dahilinde sorumluluk alması gerekiyor. Böyle olursa hem sorunsuz bir büyümenin, hem de nitelikli işgücü ve nitelikli yatırımların önünü açabiliriz. Bu başarıya ortak olanları gelecekte bu kentte yaşayanlar hayırla hatırlarlar. Kentin sorunsuz büyümesi, nitelikli yatırım ve işgücünün planlı bir şekilde arttırılması aynı zamanda kentin ekonomisine yapacağı katkı bireylerin de Gayri Safi Milli Hasıla’ dan daha çok pay alması anlamına gelir.
Anlaşılıyor ki Eskişehir yeni dönemde doğru değerlendirebilirsek fırsatlar kenti olarak ön plana çıkacak gibi duruyor. Hem sanayi yatırımlarında, hem de şehrin ticaret hayatında yeni döneme atılacak sağlıklı adımlar ile damga vurulması hiçte zor değil. Yeter ki siyasetle ekonominin asıl aktörlerinin ön yargılardan uzak buluşmasına katkı yapabilelim. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.