Eskişehir’in yapılması gereken yolları var. Geçtiğimiz gün “Herkes soruyor: Kim kazanır?” başlıklı yazımda dile getirmeye çalışmıştım. Orada Eskişehir’in sorunlarını elimden geldiği kadar sıralayarak şöyle yazmıştım; “Doğrusunu isterseniz beni kimin kazanacağı çok fazla ilgilendirmiyor. Beni bu şehrin sorunlarına kimin nasıl yaklaştığı ilgilendiriyor. Beni bu şehrin insanlarının sorunlarına kim duyarlılık gösteriyor bu ilgilendiriyor. Beni emeklinin, garibanın, yoksulun yaşadığı ağır şartlar ilgilendiriyor. Beni asgari ücretlinin ev kirasını öderken nasıl zorlandığı, çocuğunu okula gönderirken cebine harçlık, beslenme çantasına bir şey koyamayan annenin durumu ilgilendiriyor. Beni Eskişehir’in bir türlü yapılmayan planlamaya bile alınmayan çevre yolu yoksunluğu, bir türlü güneye iniş kapısı olan Seyitgazi yolunun yapılmayan kısmı ilgilendiriyor. Beni göstermelik kazma vurulmasının üzerinden tam 5 yıl geçmiş olmasına rağmen hala tamamlanamayan ve adına ölüm yolu denilen Alpu yolu ilgilendiriyor. Beni depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle boşaltılan ama yerlerine yenisi yapılamadığı için öğrencilerinin göçebe hayatı yaşadığı okulların durumu ilgilendiriyor. Beni Sakarya Vadisi gibi klima iklimine sahip bir yer de tarlasına gübre atamayan sebze ve meyve üreticisinin durumu ilgilendiriyor. Beni yıllardır imar sorunu çözülemediği için çöküntü alanı haline gelmiş ve mahalle sakinlerinin terk ettiği Huzur, Emek, Erenköy, Karapınar’daki vatandaşın mağduriyeti ilgilendiriyor. Eskişehir’de yaşanan ve kördüğüm haline gelmiş trafik beni ilgilendiriyor. Bu konular kimi ilgilendiriyorsa, kim bu konulara duyarlılık gösteriyorsa o kazansın. Ne dersiniz haksız mıyım?” Bu yazının ardından çok sayıda geri dönüş aldım.

Örneğin depreme hazırlık konusunu söyleyenler oldu. Bina stoku ile ilgili yaşanan sıkıntılardan söz edenler. Vesaire vesaire…

Eskişehir için özellikle yollar konusu Seyitgazi-Afyon bağlantısı, Alpu yolu ve en önemlisi çevre yolu meselesi yatırım programında kendilerine yer bulamamış. Eskişehir için olmazsa olmazlardan birisi çevre yolu olmasına rağmen hiç bu dallara basan yok. Hangi yatırımı yaparsanız yapın, hangi milyon dolarları yatırırsanız yatırın Eskişehir için ulaşım bir numaralı sorun olmaya devam ediyor. Özellikle akşam ve sabah saatlerinde Eskişehir’e yolculuk mu, yoksa E-5 karayolu mu gerçekten ayırt etmekte zorlanıyoruz. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’dan Eskişehir’e gelen bir piar ajansı yöneticisi ile kısa süreli sohbet sırasında söyledikleri dikkatimizi çekti. İnsanların İstanbul’dan kaçış yolları aradığını belirterek “En güvenli ve pratik yaşanabilir kentlerden birisi Eskişehir. Eskişehir’de nefes alabileceğimizi düşünüyorum. Ailece Eskişehir’i çok seviyoruz. Ancak, trafik konusu gerçekten büyük sıkıntı. Bazen kendimi İstanbul trafiğinin içinde sanıyorum.”

Dünyanın en yüksek katma değerli ürünlerini üretin eğer onu bir yerlere ulaştıracak yolunuz yoksa ya da ulaşım maliyetlerini düşüremiyorsanız rekabet şansınız olmaz. Eskişehir’in bugün için en önemli ihtiyaçlarının başında yol meselesi gelmektedir. Bugün aksak topal ihtiyacı karşılayan yollarımıza kısa sürede yenilerini ekleyemezsek hem şehir trafiği daha karmaşık hale gelecek, hem de Eskişehir ulaşımı gerçekten tam anlamıyla çileye dönecek. Bunu ben biliyorsam kendileri yetkili ve etkili makamlarda olanların bilmemesi mümkün değil. Bu arada şunu da belirtelim. Türkiye ekonomisinin hayat damarlarından birisi olan Marmara Bölgesi’nde deprem riski arttıkça Eskişehir’e olan ilginin arttığı son dönemde Eskişehir’in temel ihtiyaçlarını ıskalamak gerçekten hiç de iyi olmaz. Eskişehir bunu hiç ama hiç hak etmiyor. Bugün Eskişehir’in sorunlarını dile getirmekte zorlanan etkili ve yetkili kişilerin vebali ve sorumluğu olduğunu hatırlatmalıyım.