Eskişehirspor nam-ı diğer Es Es… Hangi ligde, hangi platformda olursa olsun adından söz ettirmeyi başarıyor. Çünkü Eskişehirspor bir yaşam biçimidir. Son iki sezondur Bölgesel Amatör Ligde mücadele eden Eskişehirspor için kimler kimler seferber olmadı ki? Ünlü spikerler, spor yorumcuları, sanatçılar, futbolseverler, rakip takım taraftarları herkes BAL liginde de olsa Eskişehirspor’u konuşuyor değerlendiriyor. Çünkü Eskişehirspor geçmişteki başarıları ile hala hafızalarda derin bir iz bırakmanın meyvelerini topluyor. Çünkü Eskişehirspor bir başkaldırıdır, isyandır. Haksızlığa, hukuksuzluğa isyandır. Anadolu futbolunun ayağa kalktığı yıllarda bir kutup yıldızıdır. Kendi evlatları ve taraftarı ile asırlık kulüplere kafa tutan sanki mazlumların ve mağdurların sesi olmaya karar vermiş bir kaledir Eskişehirspor.
Şöyle bir düşünün bugünün süper liginde iki kez “Ali Cengiz oyunları” ile elinden alınan 2 şampiyonluğun ardından yıllarca mücadele ettiği bu ligde topladığı puanlar ile hala ilk 10’da olan Türkiye Kupası’nda da en fazla final oynayan 10 takım arasında bulunan Eskişehirspor’un en büyük itici gücü hep taraftarı olmuştur. Eskişehirspor taraftarı gerçek anlamda bir kültür oluşturmuş tüm Anadolu’ya örnek olmuş önemli bir kitledir. Eskişehirspor taraftarlığı babadan oğla mirastır. Eskişehirspor tribün kültürü dünyayı etkilemiş, dünyanın futbol seyretme mantığını yeniden yazmıştır. Dünya tarihine günü birlik en büyük göç dalgalarını bu taraftar yaşamış ve yazdırmıştır. Eğer bugün 1. Lig ve alt liglerde oynanan play-off maçlarının bu kadar ilgi çekmesinin ve şölene dönüşmesinin altında Eskişehirspor taraftarının günlük şehirlerarası göçünün çok önemli katkısı vardır. Hatırlayın Konya’yı, hatırlayın Cebeci İnönü stadını, hatırlayın BJK İnönü Stadını ve yakın tarihte bakın Eskişehirspor-Göztepe maçının oynadığı Antalya’daki tribünleri…
Ve gelelim kötü yönetildiği dönemlerin ağır faturasını ödediği ve BAL ligine kadar paraşütsüz indiğimiz dönemleri… Ama süper lig takımlarını kıskandıracak kadar dolu tribünler önünde yine yeniden çıkış dönemine ilk adımları attık. Düşünün bir Amatör Lig maçında 33 Bin 247 biletli taraftar ne zaman olmuş? En zor ve kötü dönemlerinde 10 bin den aşağı tribünlere oynamamış bir Eskişehirspor için futbol yorumcusu Serdar Kelleci şöyle diyor, “Ne işi var Eskişehirspor’un BAL liginde? Eskişehirspor hemen süper ligde olmalı. Çünkü Eskişehirspor süper ligin marka değerini arttıracak nadir takımlarımızdan birisi!”
Sonra sözlerini şöyle düzeltiyor, “Eskişehirspor hızla önce 2, sonra 1. Ligde sonra da en kısa sürede süper ligde yerini almalı. Eskişehirspor’un Bursaspor’un, Sakarya’nın süper ligde olması lazım!”
Bir hakkın tesliminden öte bir şey değil, Kelleci’nin söyledikleri. Evet Eskişehirspor çok acil ve kestirmeden süper ligde yer almalı. Ama nasıl? İşte buna çözüm bulunmalı. Eskişehirspor’un bu saatten sonra borçlarının nasıl tasfiye edileceği, aynı zamanda sağlıklı ve kalıcı yapıya nasıl kavuşacağı acilen tartışılmalı. Çünkü buna sadece Eskişehirspor taraftarının değil Türk Futbolunun ihtiyacı olduğu ne kadar açık. On milyarlarca borçla borca rağmen sözüm ona ligimizin dört çekerinin Avrupa tekerinin dönmediğini hep birlikte görüyoruz.
Yukarıda da anlatmaya çalıştım. Eskişehirspor ve Eskişehirsporluluk bir yaşam biçimidir aslında. Ona hepimizin ihtiyacı olduğunu öylesine iyi anlıyoruz ki, umarım başkaları da bunu anlayabilir. Bu arada takımı şampiyonluğa taşıyan Ulaş Entok ve ekibine, sahada canlarını dişlerine takarak mücadele eden futbolcularımıza ve teknik ekibimiz ile onlara her türlü maddi ve manevi desteği veren Eskişehirspor sevdalısı şehrin aktörlerine teşekkürlerimi sunuyorum.