Eskişehir siyasetinde son 25 yılda en etkin isim kesinlikle Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen olmuştur. Buna itiraz edenler olabilir, farklı yorum yapanlarda olabilir. Hatta bizzat Yılmaz Hoca’nın kendisi “Ben siyaset üstüyüm siyasete müdahale etmiyorum” de diyebilir. Peki, gerçek öyle midir? Siyasetin ucundan kıyısından mürekkebini yalayanlar bilirler ki gerçek Yılmaz Hoca’nın tavrına göre gardını alanların sayısı hiçte az değildir. Yılmaz Hoca müdahil olmasa bile siyasetle uğraşanları inandırmak da mümkün değildir. Pek çoğuna göre belediye başkan adaylarını o belirler, milletvekili listelerinde kesinlikle parmağı vardır. Hatta bazılarına göre muhalefetin bile çıkaracağı adaylara dolaylı olarak etki eder. Yani bazıları derler ki, “Rakibini bile Yılmaz Hoca seçer!”

Tam olarak öyle midir bilmem. Bildiğim tek şey Yılmaz Hoca’nın ismi olumluda olsa, olumsuz da olsa siyasette etkindir. Hocanın kendisi olmasa bile gölgesindekilerin “Hoca böyle istiyor” dediğinde ne kadar etkili olduklarını test etmişlerdir.

Yerel seçimler yaklaşıyor. Aylar öncesinden yani genel seçimin hemen ardından Yılmaz Hoca bir gazeteye verdiği röportajda, “Ben önümüzdeki seçimler adayım!” açıklamasıyla Eskişehir siyaset gündemini sarstı. Hatta bazıları “Hoca diyor ki ben parti içindeki dağınıklık ortadan kalksın herkes biraz toparlansın diye adaylık açıklaması yaptım. Yoksa zaten önümüzdeki dönemde aday olmayı düşünmüyorum” diye de sözleri de dillendirdiler. Bu söylemler üzerinden iktidar kanadının A ve B planları hazırladığı da bilinmeyen bir gerçek değil Ancak unutmamak gerekir ki Yılmaz Hoca gibi bir isim “ben adayım” diye söylüyorsa gerekçesiz değildir.

Cumhur İttifakı” kanadı çok büyük bir ihtimal ile seçime AK Parti- MHP işbirliği ile girecek. Tüm hazırlıklar bu çerçevede yapılıyor. Gördüğümüz tablo öyle. Bu sebeple bu defa ortaya çıkacak seçim sonuçlarından o sebeple oldukça umutlular. AK Parti’de MHP’de yerel seçime öyle hazırlanıyor. Siyaset bu ne olur, ne olmaz bilinmez ancak bildiğimiz ve gördüğümüz tablo bugüne kadar bu yorumu yapanların temel gerekçesi gibi görünüyor. Ancak ilçe belediye başkan adayları çok önemli. Bence Cumhur İttifakı’nın ilçelerdeki ortak adaylarının sinerji uyandırması gerekiyor. Sahada izi olan, karşılığı olan, vatandaşa dokunmayı alışkanlık haline getirmiş, güler yüzlü, genç ve dinamik isimler büyükşehirde katkı yapar. AK Parti çevreleri ise önceliği büyükşehir adayına vererek ne kadar doğru yapıyorlar bu bana göre ciddi bir tartışma konusu.

Daha önceki yerel seçimlerde CHP-İYİ Parti işbirliği yapmıştı. İYİ Parti Odunpazarı’ nda Salih Karabacak’ı aday çıkarınca önce Kazım Kurt ve çevresinden tepki gelmişti. İYİ Parti aslında orada AK Parti cephesine gidebilecek bir kısım oyun önüne geçerek Kazım Kurt’un yeniden seçilmesinde etkin bir rol oynamıştı. İYİ Parti ile CHP Mihalıççık da işbirliği kararı alınca önce CHP adayı olarak açıklanan Haydar Çorum geri çekildi. Ancak Çorum bu defa DSP adayı olarak sahaya çıktı. Sandıktan ittifak adayı olan şimdiki İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan’ın yerine Haydar Çorum belediye başkanı oldu.

Bu defa kartlar biraz farklı dağıtıldı. İYİ Parti hem büyükşehirde, hem de Odunpazarı’ nda adaylarını erkenden açıkladı. Tepebaşı’nda ise henüz bir isim yok… Bu arada İYİ Parti’de Nebi Hatipoğlu’nun istifasının ardından yeniden toparlanma çabası içerisinde. Bu sebeple genel merkez yöneticilerinden biri gelip, diğeri gidiyor. Ancak yine de Eskişehir’de 87 Bin oy almış bir partinin dip yapacağını ben şahsen düşünmüyorum. O sebeple her bir oyun çok büyük anlam ifade ettiği bir seçim yaşayacağız gibi görünüyor.