Atatürk ve arkadaşları bir gecede Cumhuriyet’i kurmadı. Bir yandan savaşlar sürerken bir yandan da hazırlıklar yapıldı. Büyük bir mücadelenin ve çalışmanın sentezinin ürünüdür, Cumhuriyet rejimi. Atatürk’ün bir bölümünü yazdığı bir kitap var. 1930'lardan başlayarak uzun yıllar boyunca okutulan ve Prof. Dr. Afet Afet İnan'ın imzasını taşıyan "Vatandaş için Medeni Bilgiler" isimli bu önemli eserin büyük bir kısmı Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat yazıldı. Daha sonradan eğitim kurumlarında "Yurttaşlık Bilgisi" adı altında okutulan bu derslere, Atatürk'ün büyük bir önem verdiği biliniyor. Yurttaş olmanın önemi büyüktür. Niye daha sonra okullardan bu kitap kaldırıldı. Ders olmaktan çıkarıldı. En son yaşadığımız depremde de yurttaş olmanın ne kadar önemli olduğunu hatırladık. Dış ülkelerin, emperyalist kuvvetlerin müdahalelerle dağılan, yıkılan ya da parçalanmaya çalışılan komşu ülkeleri bir düşünelim. Hepsi yurttaş ve millet olmanın getirdiği durumlardır. Atatürk kısa ömründe Cumhuriyet’in mayasını iyi yoğurduğu için en çalkantılı dönemleri atlatabiliyoruz.

BU DA SINAVDIR
Önümüzde genel seçim var. Bu da yurttaşlık sınavıdır. Bir öğretim üyesi Profesör arkadaşım, sıradan da bir hoca değil. Eskişehir dışında dünyanın birçok üniversitesinde ders vermiş olan Hocam, bana nasıl bir Eskişehir milletvekilini karşısında görmek istediğini yazmış. Dün arkadaşım, dostum hocamın yazdıklarını okurken, CHP’den milletvekili aday adayı olan bir hemşerimizin yazdıklarını da okudum. İki yazıyı da ardı ardına okuyunca, elbette düşündüm. CHP’de genel merkez bir genelge yayınladı. Merkez yoklaması yapılacağı belirtildi. Ancak, sandık temayül gibi çalışmalar yapılmayacak. Konu tartışılabilir ancak, partinin genel merkezinin aldığı bir karardır. CHP’li aday adayı diyor ki, partilinin gönlünden geçen çalışmalar dışında CHP Eskişehir il örgütü çalışma yapıyor. Bugün halen var olan anlayış, CHP’nin son il kongresinde ortaya şifreleri listeler çıkararak, CHP’li belediye başkanları Yılmaz Büyükerşen ile Ahmet Ataç’ı büyük kurultay delegesi yapmak istemedi. CHP’de normal düşünen üyeler ile Eskişehirliler, bu çalışmayı ibretle izledi. Önceki gün yapılan belediye başkanları araştırmasında şifreli listelere kurban edilmek istenen hem Yılmaz Büyükerşen hem de Ahmet Ataç, Türkiye’nin en başarılı belediye başkanları arasındalar. Kumpasçılar bu listelere girebiliyor mu? Elbette hayır. Kumpasçılar şimdi temayül yoklaması yapılabilecek mi? Genel merkezin çalışmayı kendileri yapacaklarını söylemelerine rağmen, CHP’de şifreli listeler gibi listeler ortaya çıktı. Bir aday adayı o listeleri deşifre etti. İttifakın diğer üyesi İYİ Parti ise bayram sevinci ile temayül yoklamasına gidiyor, il teşkilatı ne yapılacağını nasıl yapılacağını aday adayları başta olmak üzere tüm partililere açıklıyor. Herkes şeffaf bir biçimde çalışmaları izliyor. İki partiden hangisi daha demokrat olduğunu ise Eskişehirliler oyları ile karar verecek.

BALIKLAR DAMDA MI GEZİYOR?
Dünyanın çeşitli üniversitelerinde dersler, konferanslar veren içimizden biri profesör dostum, nasıl bir Eskişehir milletvekili görmek istediğini şu şekilde açıklıyor:” Eskişehir'de ikamet etmemiş, Bademlikten Eskişehir’e bakmamış, Kurşunlu'ya gitmemiş, Eskişehir Sporu sevmeyen, EsEs diye bağırmamış, Amigo Orhan'ı duymamış, Kalabak Suyu içmemiş, 2 Eylül okumamış, Odunpazarı’ndan simit alıp o simidi bir çayla yememiş, Hamamyolu Caddesi’nde piyasa yapmamış, Sıcaksular’da tuvalete gitmemiş, ayakkabı tamir ettirmemiş, hamamlarda yunmamış, Abidin Tıstıs, Deli İbrahim'i bilmeyen, Porsuk’ta sandal sefası yapmamış, lületaşını bilmeyen, Kuzulu Köfteci’de, İstasyon’da köfte yememiş, Çibörek’in tadına varmamış, “Malıç”, “Sakarı”, “Holanta”, “Arapören”’in nereleri olduğunu bilmeyen, Yunus Emre, Seyyid Battal Gazi türbelerine gitmemiş, kelem sarması yememiş, bamya çorbası içmemiş, Koçaş badılcanını bilmeyen, evinde Sorkun Çömleği olmayan, Kırka Zeybeği seyretmemiş, Kaymaz fasulyesini tatmamış, Alpu Ovası’nı görmemiş, Bozan sucuğunu yememiş, Beylikova’dan peynir almamış, Çifteler köftesinin tadına bakmamış, Balıkdamı'nda balıkların damda gezdiğini sanmayan, Günyüzü pınarlarından su içmemiş, Han yeraltı şehrini, Yazılıkaya’yı görmemiş, İnönü’nün inlerini, paraşüt ve planörlerini duymamış, Mahmudiye’de rahvan at yarışı seyretmemiş, Mihalgazi’de Avlakkaya Kanyonu’na gitmemiş, Sarıcakaya’dan domates, salatalık satın almamış, Barlar Sokağı’na girmemiş, sabahtan akşama dek “Sakarı eşeği gibi aynı çizgide gidip gelen…” bir milletvekili istemiyorum”.

***

Damgasını vurdu

Eskişehir’in çevrecilik hareketinde bir döneme damgasını vuran, uzun yıllar çevre derneği başkanlığı yaptığı dönemde, her hafta Eskişehir basını aracılığı ile basın toplantıları yapan Pof. Dr. Güner Sümer, sesszi sedasız gecirdiği hastalık nedeniyle yaşamını kaybetti. Biz bile onun vefatını birkaç gün sonra duyduk. Çevre Derneğinden ayrıldıktan sonra, kendisini takip etmedik. Ömrü hayatını çevreye insanlığa adamış, yazdığı sayısız kitap ve üniversite Seramik bölümü hocalığında topluma kazandırdığı binlerce öğrencisiyle Eskişehir’e damga vuran Dr.Güner Sümer’e Allah’tan rahmet diliyorum. Sevenlerinin başı sağ olsun. Mekânı cennet olsun.