Bugün aramızda olmayan rahmetli gazeteci büyüğümüz, ağabeyimiz Mustafa Emekçi, Köy Enstitüleri için şöyle derdi.” Gerçekte Köy Enstitüleri, onu kuran CHP’nin iktidarında yine onun elleriyle kapatıldı. Demokrat Parti’nin yaptığı sadece bunu, yasallaştırmak olur. İkinci perde, birincisine göre daha kısa sürdü. Fazla tartışma bile olmadı”
Kuruluşunun üzerinden tam 83 yıl geçti. Bugünde ortada Köy Enstitüsü olmasa da biz kutlamaya devam ediyor. Her şeyden önc Köy Enstitüleri ülkemize özgü bir projedir. 1940 yılının Nisan tarihinde efsane Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve ilköğretim genel müdürü Bulgaristan Türk’ü olan İsmail Hakkı Tonguç önderliğinde kurulan Köy Enstitüleri Anadolu’ya aydınlanma ışığını götürmüşler, binlerce köy gencine eğitim ve öğrenim görme hakkı tanımıştır. Köy Enstitüsü çalışması Anadolu’nun ortaçağ karanlığından kurtulmasına önemli katkıları olmuştur.
EMPERYALİZME KARŞI POLİTİKALAR
Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk döneminde antiemperyalist politikalar izlenmiştir. Üretime ve yatırıma ağırlık verilmiştir. 1930’lu yıllar Türkiye’nin dünyada Sovyetler Birliği ile en yüksek kalkınma hızına ulaştığı yıllardır. Dünya ekonomik buhran yaşarken, kurtuluş savaşı vermiş, insanlarını savaşta yitirmiş bir ülke Atatürk yönetiminde mucizeler yaratmıştır. Dünya çapındaki ekonomik buhran Türkiye’yi etkilememiştir. Köy Enstitüleri de böyle bir çerçevenin devamı olarak ortaya çıkmıştır. Atatürk’ün ölümünden sonra genç ve devrimci cumhuriyetin her alandaki politikaları bir süre daha gitmiştir. Batılıların tekrar ülkemize çullanması ve ülkenin yönünü tekrar batıya dönmesi ile ilk anda Köy Enstitüleri kapatılmıştır. Köy Enstitülerinin işlevi Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in Recep Peker hükümeti tarafından görevden alınması ve İsmail Hakkı Tonguç’un 1946 Eylül’de, genel müdürlükten ayrılmasından sonra, Köy Enstitülerinde dönüşüm başlamıştır. Yücel'in yerine getirilen Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer, 19 Kasım 1951 günü toplanan TBMM Köy Enstitüleri gizli oturumunda, şöyle dillendirmiştir: "Biraz evvel ismi telaffuz edilen adam etrafını kandırmıştı. (Tonguç Baba sesleri) Evet Tonguç Baba. Bütün hüsnüniyet sahiplerini, bütün iyi niyet sahiplerini kandırmıştı. Tonguç Baba'yı defederken hiçbir mukavemetle karşılaşmadım.
“BEN BİR DAHİ DEĞİLİM”
1944 Kızılçullu Köy Enstitüsü çıkışlı, Âlim Başaran'ın anılarında şunları anlatır "31 Ekim 1944'te mezun oldum. Ertesi günü Halkalı Köyü’nde göreve başladım. Bana bir demirci atölyesinde gerekli olan her türlü aletle birlikte iki at, bir inek, bir araba verildi. Köy muhtarı da 30 dönüm arazi tahsis etmişti. Biz bu üretim araçlarıyla önemli ekonomik olanaklar elde ettik, para kazandık. 1948'de Köy Enstitüleri programı değiştirilince, Mal Müdürlükleri aracılığıyla bunları bizden geri aldılar." İsmet Paşa, Köy Enstitülerinin kapatılması kararından sonra ne demişti:"Ben Köy Enstitü düşüncesine inanmışımdır. İnanmış bir insan, sonuna kadar bunu yürütür. İdealizmde, felsefede bu böyledir. Ama ben politikacıyım, uygulayıcıyım. Ben gücüme göre, gücümün var olduğu yerde, gücümü gösterebilirim. Ben bir dahi değilim. Ben gücümün bittiği yerde; bir politikacı, bir deneyimli insan olarak bir noktada, onu gelecekte yeniden uygulamak üzere bir noktada dururum." Köy Enstitüleri 1946'dan sonra Köy Enstitüsü özelliğini yitirmiştir. Üretme yok, tartışma yok, gazete çıkarma yok, okuma sınırlanmış, kitaplar seçime uğramış, sakıncalı sayılanları başta klasikler olmak üzere yakılmıştır. Mustafa Ekmekçi de olayı çok güzel özetliyor. Devrimci olmak, sağlam durmak ve gerçekten antiemperyalist mücadeleyi yürütmek başka bir şeydir.
ATAÇ BAŞLATTI
Yıllar önce Eskişehir’de Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümünde, Köy Enstitü çıkışlıları bir araya getirmeyi Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç başardı. Her yıl bir bir azalan Köy Enstitülü öğretmenler ile yakından ilgilendi. Bugün aramızda olmayan benim kayınpederim Ali Yayla’da, Çifteler Köy Enstitüsünün ilk mezunudur. Başkan Ataç ile bana öğrenim gördüğü o yılları anlattı. Ülkemizin kıtlık yılarında ürettikleri elektriği ve ekmeği Mahmudiyeliler ile nasıl paylaştıklarını örneklerle anlattı. Ülkemize büyük katkı yaptılar. Hepsinin mekanı cennet olsun. Ataç, yıllar önce başlatığı ve bugünde devam ettirdiği çalışma ile Eskişehir’de Köy Enstitülü günleri yeniden hatırlattı. Bu konuda sempozyum ve konferanslar düzenledi. Köy Enstitülerinden en önemlilerinden biri Çifteler Köy Enstitüsüdür. Tepebaşı Belediyesinin düzenlediği etkinliklerde bizlerde Köy Enstitülü öğretmenleri yakından tanıma, onların yaptıklarını ülkeye katkılarını birinci ağızdan öğrenme imkanı bulduk. Bugün Köy Enstitülerinin acıkmasına imkân yoktur. Çağ değişmiştir. Bu modeli aşacak, modelleri ortaya çıkarmalıyız. Geçmişten dersler çıkararak, bunu yapmalıyız. Günün birinde yapılacaktır. Eskişehir bu konuda öncü rol oynayacaktır.