Geçen gün sakadan Kalabak damacana alırken, karşı komşu ile karşılaştım. Odunpazarı’nın tarihi bölgede komşular, birbirini tanır, zaman zaman bir araya gelirler. Komşum hemen doğalgazın ne kadar geldiğini sordu. 3 Bin Lira deyince, kendisine 3 bin 700 lira geldiğini söyledi. Çok olduğunu söyledim. “Bıraktım yansın” dedi. Herkes ipin ucunu bıraktı. Kısaca, doğalgazı 3 bin liradan aşağıya gelen duymadım. Bende pahalılıktan şikâyet etmekten vazgeçtim.
Pahalılıktan şikâyet etmiyorum. Ama şu ekonomik durumunda düzelmesi gerekiyor. Kimse, hayat pahalılığından, piyasaların durmasından kendine pay çıkarmasın. Tıkır tıkır işleyen ekonomi, çocuklarımızın ve ülkelerimizin geleceğidir.
EKONOMİ ÖNEMLİ
Bizlere serbest piyasacı değil, karma ekonomiyi savunanlar ve uygulayanlar gereklidir. Aklıma, 1960’larda Küba da anlatılan bir hikaye geldi. Küba da devrim olmuş, ekonominin başına geçirilecek, kişi aranmaktaydı. Merkez Bankası başkanı istifa edince, Fidel Castro, arkadaşlarına “ Ekonomist var mı?” diye sorar. Che Guvera” elini kaldırarak, ben varım” der. Herkes şaşırır. Castro, “O zaman sen ekonominin başına geç” diye konuşur. Diğer Kübalılar şaşırır. Sonuçta, Che başarılı olamaz. Bırakır, ülkeden de ayrılır.
O BULDU, BİZ KAYBETTİK
Atatürk döneminde, dünya bugünkünden daha büyük bir kriz yaşar. Dünyada iki ülke bu krizden etkilenmez. Biri Türkiye’dir. Atatürk’ün , bugün vazgeçilen ‘Altı ok’ ilkesi ülkeyi büyük krizden kurtarır. Bugün Çin’in Amerika’nın önüne geçmesi ve üretimine Amerika ve Avrupa’nın, yetişememesi Çin’in Altı Ok, ilkesini takip etmesine bağlıyorlar.
Atatürk, döneminde devletin temelleri, süngü ile değil, iktisadiyatla kurulacaktı. Böyle de oldu. Türkiye devleti, cihangir bir devlet olmadı. Türkiye devleti bir devlet-i iktisadiye oldu. Bugün hukuk devleti kavramının dillere pelesenk oldu. Bazılarının da dilinden düşmüyor. Sonuçta, Atatürk’ün bulduğunu biz kaybettik.
BUGÜNKÜ MANZARA
Geçtiğimiz günlerde bir haber vardı. Türkiye’nin başkentinden manzaralar. Ankara’da geçinemeyen emekliler, otelde aynı oda da kalıyor. Ortak tuvalet ve banyoyu kullanıyor. Günlük 350 lira ödeme yapıyorlar. Eskişehir’de emekli kentti. Eskişehir’de böyle bir durum var mı? Eskişehir’deki emeklileri, Kent Lokantasında ucuz yemek için kuyruklara giriyor. Evinde gündüz doğalgazı kapatan emeklilerin AVM’ler de vakit geçirdiğini duyuyoruz.
KLASİK DURUMLAR
Ocak ve temmuz aylarında, hep çalışan ve emekli maaş tartışması yapılır. Asgari ücret üzerine bahis açılır. Zam oranları da enflasyona göre belirlenir. Asgari ücretin rakamı bir anlamda ülkeyi düzlüğe çıkarmaz. Alanı memnun etmez. Ülkemizin Türkiye programına ihtiyacı var. Bu da üretimi desteklemektir.
Dünya 1930’larda krizdeyken, Türkiye’nin etkilenmemesi bize yol gösterecek en iyi örnektir. Liberal politikalar dünyada artık karşılık bulmuyor. Ekonomi de ve gelir dağılımında bir denge gerekiyor. Bu denge sağlanırsa, krizleri de bir daha görmeyeceğiz. Bu görev hepimize düşüyor. Ekonomi deki zorunluluklar bizim, kuruluş yıllarımızdaki iktisadi politikalarımız ile yeniden tanışmamıza neden olacak.