Tarihe not düşmek için buraya yazıyorum. Eskişehirspor’un Kütahyaspor karşısında deplasman aldığı beraberlik ile ilgili futbolu çok bilen(!) bazı çevreler tarafından öylesine küçümseniyor ki; “Beraberliğe şampiyon olmuş gibi sevindiler!” yorumları yapılıyor. Kütahyaspor maçında alınan bir puanın önemini anlatmaya gerek yok. Sezon başından bu yana ilk kez bir seri yakalayan ve zirve yarışında olduğu iki rakibinden iki haftada 4 puan çıkartan Eskişehirspor eğer şampiyon alacaksa ki olacak o Kütahya’da alınan bir puanın bunda öyle çok katkısı olacak ki bunu hep birlikte yaşayacağız.

BAL Ligini, 3. Lig ve 2. Ligi ve oralardaki mücadeleleri bilmeyenler bol keseden savuruyorlar. Her ligin kendine has kadro yapısı, her ligin kendine has bileşenleri var. İddia ediyorum ki “Süper lig kalitesinde” bir kadro kursanız bile 3’ncü ve 2’nci ligde şampiyon olmanız o kadar kolay değil. Bunun en çarpıcı örneklerini Türkiye Kupası maçlarında rahatlıkla görebiliyoruz. O kalitede kadro kursanız sanki kayıpsız şampiyon olacaksınız. Her yer Eskişehir değil.. Bir kere futbolcunun ambiyans, saha şartları ve kulübünün ekonomik tablosu, taraftar potansiyeli, daha tecrübesiz hakemler, daha güvensiz saha şartları her şey ama her şey çok farklı…

İşte Kütahya’ya gittik. Stadı ağzına kadar dolu taraftar sadece ve sadece 7 Bin 500 kişilik bir kapasiteye sahip. Zemin ona göre… Tribünlerin sahaya birkaç metrelik bir mesafede oluşu, seyircinin sanki sahaya atlayacakmış gibi bir pozisyonda olması düşünün sahada mücadele eden rakip futbolcunun psikolojisini nasıl etkiler?

Biz Eskişehirspor olarak bunu geçmişte yaşadık. 3’ncü lige düştüğümüz sezonda Antalya Köy Hizmetleri sahasını, Bulancak sahasını bulamamıştık. Sahadan söz ediyorum stadyumdan değil… Amatör maçların bile güçlükle oynandığı sahalardan gelmiştik… Bugün şartlar geçmişe göre daha iyi görünse de amatör kümelerde bile artık paranın konuşulduğu “ne kadar ekmek o kadar köfte” hesabının yapıldığı futbolun ruhunun katledildiği dönemlerden geçiyoruz. Onun için diyorum ki Eskişehirspor’un mevcut şartlar altında aldığı bir puan en azından zirveye tutunmak adına çok önemli bir adımdır. Maçı kaybetsek aradaki puan farkı 8’e çıkacakken maçı berabere bitirerek en azından aradaki puan farkını korumak bu liglerde çok daha önemlidir. Kütahyaspor bu maçı alsa ligi koparıp gidebilirdi, ancak Eskişehirspor hem sahadaki duruşu, hem mücadelesi ile Kütahya’ya kadar giden 350 civarındaki taraftarının başını öne eğdirmeden Eskişehir’e döndü. Bu sonuç grubun lideri konumundaki ev sahibi takımın aynı zamanda ayarlarını bozdu. 8 haftadır içerde dışarıda kazanan bir takımın bir beraberlik sonrası neler kaybedebileceğini ligi yakından takip edenler görecekler.

Eskişehirspor’un büyüklüğü her takımı motive ediyor. Bunu da unutuyoruz. Eskişehirspor maçında sahaya çıkan her rakip futbolcu için gelecekte çocuklarına torunlarına anlatabilecekleri bir hikayesinin olduğunu biliyor.

Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerekirse Eskişehir kamuoyunun ve Eskişehir aktörlerinin büyük ölçüde desteğini arkasına alan yönetimin son iki sezondur doğru işler yaptığına tanıklık ediyoruz. Takımın şampiyonluğu için her zaman bir B planı olduğunun farkında mısınız bilmem ama ben farkındayım. Geçmiş yıllarda olduğu gibi çok büyük bedeller sarf etmeden genç ve vitrine çıkartabileceği genç isimlerden oluşan kadrosu ile Eskişehirspor bu gurubun en büyük şampiyonluk adayıdır. Önde gidip tökezlemektense, arkadan kovalayıp ipi göğüslemek her zaman daha mümkün bir gerçekliktir. Bir kez daha buradan belirtmeliyim ki “Kütahya deplasmanından alınan bir puan” bu takımı şampiyonluğa taşıyacaktır.