Geçtiğimiz günlerde İzmirliler, Ankara’da emeklilerin eylemini görmüşler. Tüm Emekliler Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı’nın nereli olduğunu sormuşlar. Eskişehirli olduğunu öğrenince de, İzmir’deki sivil toplum kuruluşunun temsilcileri beni telefon ile arayarak,” Tam bize, İzmir’e böyle bir başkan gerekiyor” dediler. Bende Ali Paşa Şanlı’nın, öğretmen olarak görev yaptığı sırada, memur sendikası kuruculuğundan sivil toplum kuruluşlarında görev yaptığını söyledim. Emekli olunca da sivil toplum kuruluşlarında başkan olarak göreve devam ettiğini, emekli sendikası şube başkanlığı yapmaya devam ettiğini sözlerime ekledim. Böyle birikimli insan kolay yetişmiyor, demek ki İzmir yetiştiremediği için, Ali Paşa Şanlı’da eylemlerine Eskişehir’de devam ediyor.

İşin şakası bir yana, emekliler bütün Türkiye’de meydanlara çıktılar. Emekli maaşlarının ihtiyaca cevap vermediğini herkes kabul ediyor. Artam yaşam maliyetleri karşısında emekliler meydanlarda sıkıntılarını yüksel sesle dile getiriyorlar. Şanlı’nın şahsında belki de Eskişehir’de sesler biraz daha farklı çıkıyor. Ankara gibi merkezlerde yapılan protestolarda, Eskişehirliler öne çıkıyor olabilir. Avrupa’nın Almanya, Fransa veya Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerinde de emekli ve çalışanların eylemi var. Yunanistan’da çiftçiler traktörleri ile yolları kapatıyorlar. Ekonomik bunalımlar, eylemleri körüklüyor.

Emekliler ve çalışanlar açısından kritik tarih 3 Ocak 2026 olarak öne çıkıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun açıklayacağı Aralık 2025 enflasyon verisiyle birlikte altı aylık TÜFE oranı netleşecek ve ocak ayında yapılacak zam oranı kesinlik kazanacak. Beş aylık enflasyon verilerine göre emekliler için en az yüzde 11,21’lik artış neredeyse kesinleşmiş durumda bulunuyor. Ancak mevcut sistem devam ettiği takdirde, kök maaşı düşük olan çok sayıda emeklinin bu artıştan fiilen yararlanamaması ve yalnızca taban aylık üzerinden ödeme almaya devam etmesi bekleniyor. Bu durum, kamuoyunda Kök maaşı 15 bin TL ve altında olan emekliler açısından “sıfır zam” riski ortada duruyor. Bu rakamda Türkiye’de milyonları ilgilendiriyor.

EMEKLİ TAKSİCİ

Geçtiğimiz gün bir taksi şoförü emekli olduğunu belirterek,” Torunlarımla ilgilenmek istiyorum. Ama ekonomik koşullar çalışmam gerektiğini söylüyor. Günde 1000 Lira yevmiye ile çalışıyorum” dedi. Bana göre, ülkede ne asgari ücret önemli ne de emeklilerin durumu. En öncelikli iş gelir dağılımındaki uçurumun önüne geçmek olmalıdır. En düşük emekli maaşı, en düşük memur maaşına eşitlenmelidir. Sağlık hizmetlerin emekliler açısından daha ekonomik olmalıdır. Emekli veya çalışanların durumu semt pazarlarından belli olur. Pazara çıkan kişi sayısının azaldığı gözlerden kaçmıyor. Ekonomik durumu iyi olan zaten marketlerden alış-veriş yapıyor. Kısacası, artan fiyatlar karşısında emekli ve dar gelirlide geçim mücadelesini meydanlara taşıyor.

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

Sosyal güvenlik sisteminin sürdürebilirliğinin sağlanması da gerekiyor. Bu da ancak, gelir dağılımının eşit hale getirilmesi ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması ile mümkün olur. Zor zamanlarda sosyal güvenliği yeniden düşünmek gerekir. Ancak, bu durumda emekçiler korunmalıdır. Yaşlanma ve emeklilik toplumsal bir gerçektir. Yaşlıların refahı, toplumdaki gençlerin refahına paralel seyreder. Refahın yeniden dağılımına kafa yormalıyız. Yoksa sonuca gidemeyiz. Bu sorunun çözümü de gelir dağılımın dengeye gelmesiyle mümkündür. Ali Paşa Şanlı gibi sendikacılarda o zaman, torunları ile vakit geçirmeye başlar.

.