En başta Atatürk ve Cumhuriyetimizi kuran kadroyu şiir ve söylemleri ile etkilemiştir. Kurtuluş savaşına ve cumhuriyetimize giden yolda büyük katkıları vardır. Aramızdan ayrılışının 109. Yılında Büyük Vatan şairi Namık Kemal’ı saygı ile anıyoruz. Onu her zaman hak ettiği yere konulması gerektiğini düşünüyoruz. Halkın vicdanı, sesi, çığlığı, başkaldırısı olan tüm halk ozanlarının mirasçısı olan Tevfik Fikret, düşünceleri, eylemleri, şiirleri, mücadeleci yaşamıyla bu mirası yaşadığı döneme ve sonrasına taşımayı ustalıkla başarmıştır. Atatürk’ün kendisindeki inkılapçı ruhu Namık Kemal’den aldığı sürekli tekrarlandığını da biliyoruz.

AYDINLANMADAKİ KATKILARI
Özellikle hemşerimiz Nasrettin Hoca ile Yunus Emre’nin Anadolu insanının aydınlanmasına, özgürleşmesine, umudunu sürdürmesine, bağnazlığı aşıp hoşgörüyle, sevgiyle buluşmasına büyük katkısı vardır. Hatta Nasrettin Hoca’nın fıkralarında hayat bulan sözleri ile Yunus Emre’nin Türkçemizi yaşatan şiirlerinin yanı sıra, Köroğlu’nun, Pir Sultan Abdal’ın, Dadaloğlu’nun sözlerini ve söylediklerini de hatırlayalım.

OZANLARIN MİRASÇISI
Kısacası, yüzyıllar içinde halkın vicdanı, sesi, çığlığı, başkaldırısı olan tüm halk ozanlarının mirasçısı olan Tevfik Fikret, düşünceleri, eylemleri, şiirleri, mücadeleci yaşamıyla bu mirası yaşadığı döneme ve sonrasına taşımayı ustalıkla başarmıştır.

Tevfik Fikret’in, yaşadığı dönem Osmanlısındaki düşünceleri, eylemleri, şiirleri, aydın davranışıyla; Kurtuluş Savaşımızın, bağımsızlığımızın, Cumhuriyetimizin mimarı, önderi Mustafa Kemal’in hazırlayıcısı olduğunu söylemek yanlış bir düşünce değildir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben inkılâp ruhunu ondan aldım... Tevfik Fikret’in Tarih-i Kadim’i yok mu, işte o, dünyada yapılması gereken bütün devrimlerin kaynağıdır...” demesi boşuna değildir.

O ÖNCÜLERDENDİR
Tevfik Fikret; Cumhuriyet’in demokratikleştirilmesi, çağdaşlaştırılması, insanının özgürleşmesi, aydınlanması kavgasının, “memleketimden insan manzaraları”nın büyük ozanı Nâzım Hikmet’in; “gözyaşını gülmeceye çevirerek” ömrünü bu demokratikleşme, özgürleşme, aydınlanma savaşımına adayan çağımızın Sivrihisarlı Nasrettin Hocası Aziz Nesin’in; habercisi, öncülüdür demek de yanlış olmayacaktır. Toprağımızın bu simge adlarını söylemek, Cumhuriyet dönemindeki tüm aydınlık, özgürlük arayışının, “Köy Enstitüleri” aydınlığının, “40 Kuşağı” aydınlığının, “68 patlaması”nın Tevfik Fikret’e bağlandığını da belirlemek anlamına gelmektedir.

BAYRAĞI TAŞIYAN ÖNCÜ
Tarihe devrimci, bilimsel bir bakış açısı; ileri bir özgürlük anlayışı, kulluğa karşı kardeşlik, donmuş düşünceler yerine aklın ışığı, bilimsel düşünüş, insancıl bir dünya anlayışı da, Tevfik Fikret’in düşün dünyasının temellerindendir. O, toprağımızda yüzyıllardan beri süren bir kavganın bayrağını Osmanlının yıkılış döneminde devralıp onurla taşıyan ve kendisinden sonraki tüm kavga insanlarına, özellikle Cumhuriyet aydınlarına aktarmayı başaran bir büyük öncü aydındır. Etkisi, gücü, sevdasıyla bir destan kahramanıdır da diyebiliriz Tevfik Fikret’e.

Tevfik Fikret’i sevmeyenler, onu düşman belleyenler; onun insancıl düşüncelerine anlayamayanlardır. Aydınlığın, özgürlüğün, ilerlemenin, laikliğin düşmanı olanlardır. Tevfik Fikret’i sevmek, insanı, insancıllığı sevmek; özgürlükten, aydınlıktan, laiklikten yana olmaktır. Anadolu aydınlanmasının değerlerini hiçbir zaman unutmayalım. Gelecek kuşaklara da bu değerlerimizi hatırlatalım.