Şehrin değişik alanlarında reklam panolarında dikkat çeken bir afiş var, “Beynine iyi bak!” yazıyor… Bir beyin resmi ve altında “Dünya Beyin Günü” açıklaması var. Reklam panosundaki afişi Türk Nöroloji Derneği hazırlatıp asmış…
Eyvallah…”beynimize iyi bakmak” nasıl olacak dersiniz? Türk Nöroloji Derneği’nin yaptığı bu çalışma bir farkındalık oluşturmak ve bilimsel, aynı zamanda akademik bir çalışma. Her türlü bilimsel çalışmanın başımızın üzerinde yeri var. Yaptıkları bu değerli çalışma için Dernek yöneticilerini ve üyelerini tebrik ediyorum.
Ancak bu afişlerden pek çoğumuzun ne anladığını sorgulasak? Beynimize iyi bakacağız da aklımız ne olsun? Son dönemde yaşadığımız ekonomik sorunlar sebebiyle adeta aklımızın yerinde olup olmadığını sorguluyoruz.
Her neyse… Dün Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Arif Duru bir mesaj atmış. Sayın Duru attığı mesajda TÜED Genel Merkezi tarafından başlatılan imza kampanyasına dikkat çekerek şunları söylüyor, “Bugün gelinen noktada emeklilerimizin yaklaşık 6 milyonu 7 Bin 500 TL’yi aşamayan en düşük emekli ödemesi ile yaşam mücadelesi vermektedirler. Emekli aylıkları, birer maaş olmaktan çıkmış ve adeta bir sosyal destek ödemesine, sosyal yardıma dönüşmüştür.”
Ve ekliyor, “Asgari ücretlilerimizi rahatlatacak, memurlarımızı ve kamu işçilerini rahatlatacak tedbirlerin alınması bizleri de ziyadesiyle mutlu etmiştir. Lakin aynı marketten aynı ekmeği aynı fiyatı ödeyerek alan ve 7 Bin 500 TL ile geçinmek durumunda kalan emeklilerimizin ne yazık ki; yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilme imkanı kalmamıştır. Emeklilere yüzde 25 zam öngören kanun, hayatlarını bu memleketin imar ve inşası için harcamış ve yıllarca prim ödeyerek kutsal hak olarak tanımladığımız, emeklilik hakkına erişen topluluğumuzda, büyük bir hüsranla karşılanmıştır.”
Aslında emekliler çok şey mi istiyor? Elbette hayır. Yani olan bitene bakınca insan ister istemez beynini değil aklının yerinde olup olmadığını sorguluyor. Öyle insafsız bir talepleri de yok. Talepleri “Madem yüzde 25 zam öngörüyorsunuz onun üzerine 4 Bin TL’de seyyanen bir miktar ekleyin!” Peki, bu feryat, bu ses duyuluyor mu?
Herkes duvar olmuş… Emekli kimsenin umurunda değil. Hala emekliye deniliyor ki, “bekleyin!” Peki, toplumun diğer kesimleri niye beklemiyor da sadece emekli bekliyor? Ortada anormal bir durum var. Sanki bekleyince durum normale dönecekmiş gibi bir hayalin peşinde koşmaktan helak oldular. Kimse bu durumu görmek istemiyor.
Nasılsa “seçim bitmiş, tablo netleşmiş. Zamanı gelince bir parmak bal daha çalındı mı ağızlara, yeni bir umut pompalandı mı” işler yoluna girer(!) beklentisi içerisinde olanlar bu defa yanıldıklarını anladıklarında iş işten geçmiş olabilir mi? Zira bugüne kadar olmadığı kadar emekliler birlik havası oluşturmaya başladılar. Öyle ihmal edilebilir bir nüfusa da sahip değiller
Şimdilik emekliler ahir ömürlerinde beyinlerini korumaktan ziyade akıllarını muhafaza etmeye çalışıyorlar. Yeni bir seçime kadar kendilerini muhafaza ettiklerinde bugünleri unutmadıklarını, akıllarını kullandıklarında sizce neler olur?