Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın bir grup sendika yöneticisi ve sendika üyesiyle birlikte Toplu Sözleşme görüşmelerinde yaşananlara tepki göstermek için Hazine ve maliye Bakanlığı önünde açıklama yaparak Bakan Mehmet Şimşek’e şöyle seslenmiş; “Memur enflasyonun sebebi değil, mağdurudur. Bunun da müsebbibi sensin. Her şeyin faturası bize çıkıyor, biz ödüyoruz. Sermayeye teşvikler yapılırken memura ve emekliye sıra gelince ‘kasa boş’ sözleri olur mu?"
Kamu çalışanları açısından 2026-27 maaş artışlarını içerden Toplu Sözleşme görüşmelerinde anlaşmazlık yaşandığını biliyoruz. Yürütülen görüşmelerin sonucunda yaşanan uyuşmazlığın sonucunda Kamu İşveren tarafı konuyu Kamu Hakem Kuruluna taşıdı. Kamu Hakem Kurulu toplamda 5 oturumun sonunda kararını açıklayacak. Kurulun vereceği karar şimdiden belli gibi. Kamu İşveren Temsilcisi olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın son teklifinin aynen onaylanmasından başka bir beklenti şu anda yok. Kurul üyelerinin kedilerini de kapsayan zam oranlarını onaylaması durumunda milyonlarca memur ve memur emeklisinin durumu da netleşmiş olacak. Mevcut düzenlemelere göre bugün itibariyle kurul kararını vermiş ve kamuoyu ile paylaşmış olacak.
Karar ne olursa olsun ben Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın söylediklerindeyim. Sayın Yalçın diyor ki; “Memur enflasyonun sebebi değil, mağdurudur. Bunun da müsebbibi sensin. Her şeyin faturası bize çıkıyor, biz ödüyoruz. Sermayeye teşvikler yapılırken memura ve emekliye sıra gelince ‘kasa boş’ sözleri olur mu?” Anadolu’da bazen vurgu yapmak için, “Doğru söze hacı emmin ne desin?” diye konuşulur. Sözler doğru. Sadece memur değil, işçi de, asgari ücretle çalışan da, emekli de enflasyonun sebebi değiller. Bilakis mağduru durumundalar.
Örneğin temel gıda fiyatlarının artışında işçinin, memurun, emeklinin ne suçu var? Sattığı malı sattığı fiyattan yerine koymayan esnafın ne suçu var? Ürettiği buğdayın fiyatını bile belirleyemeyen çiftçinin enflasyondaki payı nedir? Tarlasına ektiği patatesi maliyetlerin çok yüksek olması yüzünden hasat edemeyen, ettiği ürünü de satamayan çiftçinin enflasyonda ne etkisi var? Üreterek sattığı sütten elde ettiği gelirle ineğini besleyecek yemi alamayan süt üreticisinin enflasyon artışındaki payı ne ola ki? Kendisine reva görülen açlık sınırının yüzde 60’ına denk gelen emekli maaşıyla emeklinin enflasyona ne katkısı var?
Piyasa yapıcıların ve yanlış ekonomik politikaların sebep olduğu yüksek enflasyonun faturasını sürekli emekliye, çiftçiye, işçiye ve memura ödetmek hangi aklın eseridir? Kamu çalışanları tepkilerinde yerden göğe kadar haklılar. Ama tepki gösterilmesi gereken sadece mevcut bakan değil, geçmişte vatandaşa “altı aylık uyku öneren” sonra toz tepme bir dünyaya uyanma vaadinde bulunan ve ülkenin başına KKM’yi çakıp 60 milyar dolarlık servet transferini fakirin cebinden alıp zenginin cebine gönderen hazine ve maliye bakanını da unutmamak gerek. Tabi ki 60 milyar dolarlık Kur Korumalı Mevduat giderini ve ekonomiye getirdiği yükün sebep olduğu tahribatı ben söylemiyorum, ekonomi uzmanları anlatıyor.
60 milyar dolar kim bilir kaç milyon emekliye, kamu çalışanına, işçiye, çiftçiye ve üreten kesime ilaç olurdu ben bilmiyorum. En azından bugün bu kadar kaybetmişlik hissi yaşamazdık. Bugün yaşadıklarımızın sorumlusu biz olmadığımız gibi faturanın bize kesilmesini de hala anlayabilmiş değiliz. Ne diyelim? Sözler doğru ama sonuçta ortada…