Emeklinin hali malum. Sosyal yardım ölçeğinde kalan emekli maaşları ile ilgili düzeltme yapılacağı yönündeki duyumlar ne yazık ki bir kez daha gerçek dışı çıktı. Her açıklama emekliyi biraz daha umutsuzluğa sevk ediyor. Bir ara emekli vatandaşlarımız hayal kuracak cümleleri duyuyor olsalar da birileri gelip hayallerinin tam ortasına tüy dikiyor.

Temmuz ayında yüzde 25 oranındaki zamla tam bir hüsran yaşayan emekli için iyileştirme vaadi için yeni yılın başı gösterilmişti. Buna rağmen kamuoyundan yükselen tepkiler, emeklilerin yaşadığı mağduriyet üzerine bazı alttan alta net olmayan, ama birazda umut vadeden açıklamalar gelmeye başladı. “Durumun farkındayız, emeklimizi enflasyona ezdirmeyiz” türünden açıklamaların ardından MHP lideri Bahçeli’nin “emekliye seyyanen zam” çağrısı da gerçekleşmedi. TBMM tatile girmezse belki bir şeyler yapılır umuduyla yaşadı emekliler. TBMM tatile girdi, muhalefetin çağrısıyla iki kez olağanüstü toplantı çağrısı Cumhur İttifakı üyelerinin oylarıyla hiçbir görüşme yapılmadan tatil kararından vazgeçilmedi. Bu defa da emekliler için özellikle iktidar kanadından Ekim ayındaki meclis toplantılarında sanki durumun vahametini kabullenerek bir şeyler yapılacakmış havası oluşturuldu. Emekliye “sıkın dişinizi” mesajları verildi. Görüyoruz ki TBMM’nin açılışına sayılı günler kala emekli maaşları ile ilgili bugünden yarına yapılacak bir düzenleme yok. Nereden mi biliyoruz? Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte ekonominin dümeninde yer alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıklamalarından. Sayın Yılmaz diyor ki, “Emeklilerimizle ilgili çalışmaları yılsonuna doğru tamamlayabiliriz!”

Halk arasında bir söz vardır ya hani! “Dereye su gelene kadar kurbağanın gözü patlarmış!” tam da o hesap… Emekli ezilmiş, büzülmüş, perişan, kışa girerken kara kara düşünüyor, arada sırada hayal kurarak bile olsa yaşam mücadelesinden vazgeçmek istemiyor. Bir de bakıyor ki, “Güvendiği dağlara kar yağmış!” Fazla değil üç beş gün sonra TÜİK enflasyon verilerini açıklayacak. Göreceğiz ki emeklilerin 2023’ün başından Temmuz’a kadar kayıplarını telafi etsinler diye verilen yüzde 25’lik zam daha üç ay geçmeden eriyip gitmiş olacak…

Şimdi bunları yazıyorum diye birileri ellerini ovuştururken, diğerleri de kızgın bakışlar atıyor olabilirler. Ancak bunlar gerçek… Birileri birilerine “kralın çıplak olduğunu” anlatmalı değil mi? Dünyanın hiçbir ülkesinde yüzde 25 zam alıp da maaşında artış olmayan emekliye rastlayamazsınız. Ama söz konusu Türkiye ise mümkün…

“Bu konuyu lastik gibi uzattın” diyenleriniz olabilir. Ancak ne yapayım dayanamıyorum. Gariban bir emekli görünce soruyorum, kendimi sormak zorunda hissediyorum. Ben de bir emekliyim, ancak şükür şimdilik bizim elimiz ayağımız tutuyor… Ben kendimi o düşkün insanların yerine koyarak empati yapıyorum ve gerçekten çok üzülüyorum. Şu kadar söyleyeyim, Cuma günleri ücretsiz ekmek dağıtan bir dostumuza, Esentepe, Şirintepe gibi mahallelerden bisikletle gelen emekliler olduğunu öğrenince bu konuyu bir kere daha hatırlatmak istedim.

Belki sesimizi duyan olur. Eskişehir gibi orta ölçekli bir şehirde olanı biteni düşününce, Ankara, İstanbul, gibi metropollerde yaşayan ve kirada oturan emekliler ne yapsın? Bir çay bir simide muhtaç hale gelmiş insanların feryadını anlatmayalım da kime neyi anlatalım. Le Fonten’den masallar anlatacak halimiz yok. Noktayı Kahveciler Odası Başkanı sevgili Zeki Çoban’ın sözü ile koyayım; “Çay, simit gariban için lüks oldu!” Haberiniz olsun!...