Eskişehir’de siyasetin tansiyonu bir çıkıyor, bir iniyor. Tansiyonun çıktığı zamanlarda her kafadan bir ses çıkıyor. Eskişehir muhalefeti diyorum aslında Eskişehir’de ana muhalefet partisi yerel yönetimlerde iktidar. Elbette hepsi değil. Daha önceki yerel seçimlerde işbirliği yapılmış olmasına rağmen işbirliği çerçevesinde muhalefetin omurgasını oluşturan CHP-İYİ Parti kanadında yeril seçimler öncesi köprüler tamamen atılmış durumda. Milletvekili genel seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları üç seçimdir CHP ile aynı rotada ilerleyen İYİ Parti’de yol ayrımı kararı alınmasına yol açtı. “Siyasette 24 saat çok uzun bir zamandır” sözü her zaman geçerli olsa bile, bu defa İYİ Parti’nin ısrarla tek başına kantara çıkma arzusu tesadüfî bir gelişme değil. Kendilerini sürekli CHP’nin gölgesinde siyaset yapmak zorunda hisseden, CHP’lilerin de İYİ Partililere, “biz olmasak siz zaten bir hiçsiniz!” üstenci yaklaşımı yol ayrımını zorunlu kılmış görünüyor.

Daha önce Eskişehir’e gelerek bazı değerlendirmeler yapması beklenen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in rahatsızlığı gerekçesi ile ertelenen ziyareti bir aksilik olmazsa bugün gerçekleşecek. Akşener’in daha önce Eskişehir için belirlediği iki belediye başkan adayını bugün resmen kamuoyuna deklare etmesi bekleniyor.

Peki, bu ne anlama geliyor? Cevabı çok basit. İYİ Parti daha önce Genel İdare Kurulu’nda aldığı 81 ilde kendi adayları seçime girme kararının CHP yönetimlerine ve CHP’li belediyelere karşı şantaj olmadığını göstermek istiyor. İYİ Partilileri daha düne kadar çantada keklik gören ve üstenci bir bakış açısıyla “Biz olmasak siz olmazsınız” değerlendiren CHP’liler bu defa endişeli. Şimdide de “Yerel yönetimleri de iktidar partisine kaptırırsak bunun siyasal faturasını ödersiniz” propagandası yapıyorlar. Seçim sonuçları ne olursa olsun, ortaya çıkacak tablo ile ilgili İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, “Her türlü bedeli ödemeye hazırım” çıkışıyla yakın zamandaki müttefikine rest çekiyor.

Rakamlar üzerinden tahlil yapmayı sevmem. Zira siyasette rakamlar statik yani durağan değildir. Hele söz konusu yerel seçimler olunca seçmenden konsolide olmasını beklemek hayaldir. Dolayısıyla yerel seçimlerde çıkacak adayların seçmen üzerinde etkili olacağını herkes biliyor. O sebeple genel seçimin matematiği ile yerel seçimin matematiği aynı şey değildir.

CHP’liler Eskişehir için “sandık ittifakı” diyor. Eskişehir özelinde bundan önce de gördük ki çok küçük rakamlar belirleyici olabiliyor. O sebeple CHP’lilerin İYİ Parti’nin hamlesini doğru okumaları gerekir. Öte yandan Cumhur İttifakı’nın ana unsurları AK Parti ve MHP cenahı ise olan biteni tabir yerinde ise “ellerini ovuşturarak” takip ediyorlarsa da evdeki hesap çarşıya uymayabilir.

AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” mevcut siyasi tabloya bakıldığında avantajlı görünüyor. En büyük avantajları ise tabanlarını konsolide etmek konusunda her iki siyasi partinin CHP ve İYİ Parti’ye göre bir adım önde olmaları olarak nitelendirilebilir. İkinci büyük avantajları da 25 yıldır özellikle Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Yılmaz Büyükerşen üzerinden CHP’de olmasıdır. Bu sebeple bazı kesimlerin artık daha yüksek bir sesle “değişim” talebinde bulunduğunu da gözlemlemek mümkün.

Yine de ben siyasette 24 saatte rüzgarın yön değiştirme ihtimalini göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. Bugün yapılacak açıklamaların siyasette “bir açık kapı” diplomasinin yürütülüp yürütülmeyeceğinin ip uçlarını verebileceğini düşünüyorum.