Mayıs ayı geldi.
Bahar ayının müjdecisi…
Doğanın uyanışı başlıyor.
O uyanışla birlikte bizim de içimiz de bir kıpırtı.
O kıpırtı iyidir.
Gelecek güzelliklerin müjdeleyicisidir aslında…
Umut kendini hissettirir.
Sevgi hatırlanır.
İyilikler yarışır.
Doğayla birlikte insanda da uyanış başlar.
Çiçekler farklı gözükür.
Güneş daha sıcaktır.
Gece daha coşkuludur.
Hıdırellez çok güzel bir gün…
Dilekler dilenir, umut edilir, en baştan başlanır.
Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğuna inanılan bu özel gece…
Herkese özel değil mi aslında…
Bugünün anlamı ayrı ama her gün iste!
Her gün dilek dile!
Her gün sev!
Sadece kalpten olsun.
Kalpten kopup gelen bir niyetle evrene bırak gerisini…
O halleder.
Gül ağacının altına gömülen kâğıtlar, ertesi sabah denize bırakılan niyetler, yakılan ateşler…
Tüm bunlar sadece gelenek değil, aynı zamanda insan ruhunun yenilenmeye olan ihtiyacının yansıması…
Kuantum Özge der ki:
“İste ve evrene bırak!”