Geçtiğimiz günlerde gazetemizde bir haber vardı. 30 Büyükşehir Belediyesi arasında su fiyatları açısından 10. sıradaydık. Haberin internet sitemizde ve gazetemizden sonra ESKİ aradı. Bu yıl 13 sıraya yükselmişiz. Yani, üç büyükşehir su fiyatları konusunda bizi geçmiş. Zaten başkan Ayşe Ünlüce’nin, Eskişehir’de evlerimizde kullandığımız su fiyatlarını kademeli olarak düşürüleceğini söylemişti. Birinci yılda üç büyükşehir su fiyatları konunda bizi geçti.
KAYNAK BULMAMIZ GEREKİYOR
Hepimize suyun tarifini ortaokulda Fen Bilgisi derslerinde öğretirler. Suyun bir oksijen iki hidrojen atomunun birleşmesinden olduğunu biliriz. Tüm canlıların hayatlarını sürdürmesi için gereklidir. Pek çok doktor hastasına bol su iç uyarında bulunur. Dünya dışında da su henüz bulunamadı. Dünyada ise atan nüfus oranına karşın, içilebilir su kaynakları tükeniyor. Günümüzde en çok tartıştığımız konuların başında tüm dünyada susuz tarım geliyor. Kentlerde parklarda su tüketimi en az seviyede tutuluyor. Her şeye rağmen yeni su kaynakları bulmak gerekiyor.
ADIMIZ BOZKIR
Hepimiz bozkır şehri olan Eskişehir’de yaşıyoruz. Eskişehir’imize su sağlayan Porsuk Barajı var. Baraj da artık ömrünü dolduruyor. Komple boşaltılıp, temizlenmesi ve çatlak alanlarının onarılması gerekiyor. Porsuk Barajının elde geçmesi için, 1 milyona yaklaşan nüfusu ile Eskişehir’in yeni su kaynağı bulması gerekiyor. Bu konuda başarısız girişimler oldu. Sakarbaşı projesi ile siyasete kurban oldu. Ancak, Sakarya ırmağının çıktığı Çifteler ’deki o noktada da su da kaybolma var. Su uzmanlarının, bilim insanlarının da Çiftelerdeki bu noktada araştırma yapmaları gerekiyor. Şimdilik 1 milyon nüfuslu şehrimizde su sorunu idare ediliyor. Yeni kaynaklardan önce suyun kaynağı Kütahya’daki evsel atıklar ve organize sanayi bölgesi kontrol altına alınmalıdır.
PARANIN DEĞERİ YOK
Sonuçta, kâğıt paranın bazı konular karşısında bir değeri yok. İnsan ve canlı yaşamında sudan daha değerli bir şey olmadığına göre, yeni su kaynaklarının bulmak kadar, mevcut kaynaklarını da verimli kullanmak gerekiyor. İnsanlığın bir iklim felaketinden kaçınmasının tek yolu, teknolojinin ortak mülkiyetine dayalı küresel bir plan olmalıdır.
Hâlihazırda var olan iklim değişikliği felaketlerinin hafifletilmesi ve gezegenin sera gazı emisyonlarıyla daha fazla tahrip edilmesinin önlenmesi ve ciddi planlamanın hayatı değer taşıdığı görülüyor.
SONUÇ:
İnsan yaşamı ve canlı yaşamı dışında, tarımsal üretimde emek ve topraktan sonra en önemli girdi su’dur. Su olmazsa yaşam da olmaz bilinciyle, su döngüsünün tekrar oluşması için yeni ormanlar oluşturmalı, fosil yakıtlar terk edilip, iklim krizi ortadan kaldırılmalıdır. Su sorunu eski haline dönünceye kadar, suyun bir damlasını bile israf etmeden, dikkatli kullanmalıyız. En pahalı kullanan 13. Sırada olmanın da bir önemi yok. Para ile su bulabiliyorsak, memnun olacağımız noktaya gelmeyelim yeter.