Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38’inci olağan kurultayı sonrası başlayan yargı süreci devam ediyor.

30 Haziran tarihinde kritik bir duruşma yapılacak.

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Haziran’daki “mutlak butlan” kararına karşı yargı sürecine ilişkin açıklama yaptı.

“Partiyi kayyuma teslim etmem” dedi ve şöyle devam etti:

“Görevi kabul etmezsem o zaman kayyum riski var… CHP kayyuma teslim edilemez. Kayyum gelse daha mı iyi olur?”

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları trajikomik.

İnsan zekasıyla bu kadar alay edilemez.

Atatürk’ün partisinde bir genel başkanlık seçimi olmuş, yeni yönetim belirlenmiş, delegeler iradelerini sandıkta göstermiş.

Ancak eski genel başkan hala gölge liderlik peşinde.

Kayyum tehdidiyle partiyi kurultayda aldığı sonuçları kabullenmemeye zorluyor.

Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu’na Eskişehir’den de tepkiler geliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu kayyum atamalarına kılıf uydurmakla meşgul olsun, Eskişehir’de de bazı isimler ötekileştirici açıklamalarına devam ediyor.

CHP Seyitgazi İlçe Başkanı Selma Sara, sosyal medya üzerinden tepkilerini dile getiriyor ve şöyle diyor:

“Arkamdan hançerlendim dedi, kılıcını çekmiş iktidar eliyle CHP’yi parçalamak istiyor. Artık partide dedelik devri bitti, aklını başına topla Bay Kemal. Azıcık kendine değer veriyorsan aklını başına topla.”

Sara’nın söyledikleri böyle…

Sara elbette eleştirmekte özgür.

Ancak “dedelik devri bitti” gibi bir ifade oldukça hassas bir yere temas ediyor.

Çünkü bu söz yalnızca Kemal Kılıçdaroğlu’na değil aynı zamanda Alevi toplumuna da dolaylı bir mesaj içeriyor.

Sara’nın bu paylaşımı bütün Alevi kardeşlerimizi hedef almaktadır.

Sara’nın “Dedelik devri bitti” sözleri ne anlama gelmektedir?

CHP’de “Alevilik devri bitti” iması mı yapmaktadır?

Peki, bu sözler Alevi kardeşlerimizi zan altında bırakmıyor mu?

Kılıçdaroğlu’nun hatalarını bütün alevi kardeşlerimize yüklemek doğru mu?

CHP farklı inançlardan, kökenlerden gelen insanların ortak mücadele verdiği bir partidir.

Bugün parti içinde yaşanan sorunları bir inanç grubuna ya da kültürel kimliğe mal etmeye çalışmak çok yanlıştır.

Kılıçdaroğlu’nun siyasi tavrı elbette eleştirilebilir ancak bu eleştiri yapılırken inançlar karıştırılamaz.

Kimlikler üzerinden yapılan tartışmalar partiyi de toplumu da zehirler.

Son olarak Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiği cümleleri Selma Sara’ya iletiyor ve yazımı tamamlıyorum:

“Aklını başına topla Bayan Sara… Azıcık kendine değer veriyorsan, aklını başına topla…”

Kuantum Özge der ki:

“Sorgulamadan beklersen olur.”