Büyükşehir Belediyesi üst yönetiminin dillendirdiği ve de belediyenin şehrin çeşitli yerlerine astırdığı duvar panolarına da yansıyan ‘ortak akıl uygulaması’ var. Belediyenin üst yönetimi bu durumu, Yılmaz Büyükerşen sonrasında belediyenin ‘ortak akıl’ ile yönetildiğine vurgu yapıyor. Ben bu durumu bizzat belediyenin üst yönetimine bu ortak aklın kimlerden oluştuğunu sordum. Cevap alamadım. Ortak akıl da, CHP’nin yaşını bahane ederek aday göstermediğini ancak, danışmanlık görevini sürdüren Yılmaz Büyükerşen de var mı? Bilmiyoruz.
YANSIMALAR ÖNEMLİ
Peki, bu durumun yansımaları nasıl oluyor. Biz buna bakıyoruz. Mesela, Yeşiltepe mahallesinde yurttaşlar, mahallenin yaşlıları için otobüs durağına kuru tahta bir bank istiyorlar. Komşularımızda bile otobüs durakları kapalı ve kaloriferli olmaya başladı. Kuru tahta bank gelmeyince, Yeşiltepe mahallesi sakinleri evlerinden kullanılmayan koltukları getirerek, durağa yerleştiriyorlar. Şimdi, yaşlılar ve engelliler otobüs beklerken, mahallenin atıl oturan koltuklarına oturarak, belediye otobüslerinin durağa gelmesini bekliyorlar. Üzerine de kimse koltukları almasın, atmasın diyerek ‘durak’ yazısını da uygun bir yere yazıyorlar. Bu durum gazetecilik açısından da ilginçtir. Türkiye çapında haber oldu. Örnek şehir Eskişehir son seçimden sonra kısa sürede, ne hale geliyor. Türkiye bizi izliyor.
ESKİ REKTÖR SORUYOR
Yüzde yüz Eskişehirli olan, hepimizin de tanıdığı üniversitelerimizden birinin eski rektörü mağduriyetler artınca, kent sakini olarak, durumdan vazife çıkıyor. Büyükşehir Belediyesinin en yetkilisinden randevu alarak gidiyor ve kent için gözlemini yetkili kişiye şöyle anlatıyor:” Tramvayı uzattık. Gece seferleri de başladı diyorsunuz. Benimde hoşuma gitmişti. Ancak, tedavi için gece yarısından önce Şehir Hastanesine giden, gece yarısı başladığında da tedavisi tamamlanarak geri dönmek isteyen Eskişehirliler, geceyi sabahı bağladığı öne sürülen tramvayı bulamadıkları için en az bin lira taksi parası vererek eve geliyorlar. Bu konuda çok kişi bana mağduriyetini anlattı. Bende belediyenin en yetkisine anlatmak istedim. Bir sonuç elde edemedim” .
PASTA KESİLDİ
Ülkemiz geçtiğimiz yaz mevsiminde, büyük orman yangınları yaşadı. Bu yangınlar hepimizi üzdü. Orman yangınlarına öncelikli olarak orman itfaiyesi müdahale eder. Belediyelerin, kamu kurumlarını itfaiyeleri de yangına müdahale ederek, orman itfaiyesine yardımcı ve destek olur. Bu yıl ki orman yangınlarında itfaiyecilerin yanı sıra, orman köylüleri ve ormanlara yakın yerleşim yerlerinde oturanlar ellerindeki su tankerleri ile desteğe gittiler. İmece usulü ile yangınlara müdahale edildi. Eskişehir’de Seyitgazi de müdahaleler sırasında, 10 itfaiyeci ve gönüllü hayatını kaybetti. Büyükşehir Belediyesi birkaç gün önce orman yangınlarına katılan itfaiyecileri için pasta kesti. Eskişehir’de şehit olan gönüllüleri ise gündeme getirmedi. Pasta kesilirken onlarında unutulmaması gerekiyordu. İşlem eksik oldu. Acaba, bunlar hep ‘ortak aklın’ sonucu mu? Bilemiyoruz. Eskişehir’in önemli isimlerinden, şehrimizde büyük organizasyonlarında kurucusu olan bu gün hayatta olmayan İsmet Erden, Yılmaz Hoca’nın istediği üzerine uzun yıllarda belediye de ücretsiz hizmet etmişti. Ismarladığı çay paralarını bile cebinden ödediğine şahidim. Belediye ile ilgili önemli olaylar olduğunda belediye başkanını kastederek, “Masanın sahibi ne diyor” diye konuşurdu. Bu ilginç gelişmelere, şehrin merkezinde tepki çeken yol bölünmelerine ‘masanın sahibi’ ne diyor? Ya da ortak akıl sahiplerinin bu konulara bakışı nedir? İnsan bilmek istiyor.