Cumhuriyet Halk Partisi’nde beklenen gün geldi.
Kongre takvimi açıklandı.
CHP'de ilk olarak ilçe kongresi delege seçimleri yapılacak.
Bu seçimler 13 Ağustos’ta başlayacak ve en geç 7 Eylül 2025 Pazar gününe kadar tamamlanacak.
Delege seçimlerinin ardından sıra ilçe kongrelerine gelecek.
İlçe kongreleri 13 Eylül Cumartesi günü başlayacak ve en geç 5 Ekim 2025 Pazar günü tamamlanacak.
CHP'nin il düzeyindeki kongre süreci ise 11 Ekim Cumartesi günü başlayacak.
İl kongreleri 5 Kasım 2025 Çarşamba günü sona erecek.
Kongre süreci hazırlıkları yavaş yavaş başlar.
Adaylar da kendilerini belli etmeye…
İl Kongresini biraz değerlendirelim mi?
Kuantuma göre yaklaşalım mı?
Evren mühim arkadaşlar!
Evrenin yönünü izlemezsen çakılırsın tepetaklak!
Nasıl mı?
Tıpkı Şenol Durur gibi…
CHP İl Başkanlığında adı geçiyor.
Eski Odunpazarı Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü, kısa süreli de Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
İlk olarak Şenol Bey’i konuşalım.
Şenol Bey şimdiye kadar “kötü polis” oldu!
Ne yapılsa, ne iş dönse, ondan bilindi.
İsmini ortaya attılar!
Kenara çekildiler.
Hakkında çıkan spekülasyonlarda çoğu kez aklandı, bazılarında işin bir tarafında vardı ya da yoktu ama bulaştı.
Kendi bulaşmasa ismi bulaştı.
Çoğu zaman iftiraya uğradığını düşünüyorum.
Bu sebeple yaptığı yanlışlar uğradığı iftiraların yanında eridi.
Evren belki de öyle ödüllendirdi kendisini…
Çoğu kez ipin ucunda olmasına rağmen “bir şey” olmadı!
Bir şekilde yırttı!
Hatta bir ara kentte şöyle bir söylenti yayıldı:
“Ona bir şey olmaz. Ne yaparsa yapsın olmaz!”
Bense hep şöyle derdim.
Bir insan bu kadar iddiaları gerçekten yaptıysa mutlaka yaparken açtığı kuyuya bir gün kendisi de düşer.
İşte düştü o kuyuya…
Ama kendi yaptıklarından değil…
Bazen bedeli başkalarının yaptıkları üzerinden ödersin.
Ummadığın an da…
Ne zaman mı kaybetti?
Akıl hocalarının gölgesine girdiği an…
O gölgeden çıkamadığı an…
Hedefe ulaşmak isterken başkalarının kul hakkına girdiğin an…
Hedefe gittiğin yolda her şey mubahtır düşüncesinin esiri olduğun an…
Başkalarının kirli düşüncelerini sen düşünmesen dahi “acabaya” dönüştürdüğün an…
Kaybetti.
İlk olarak Özel Kalem Müdürlüğü gitti elden…
Sonra başkan yardımcılığı…
Bir süre sonra tanıdıklar azaldı.
Telefonlar az çalmaya başladı.
Yolda giderken selam verenler kalmadı.
O kuyudan el sallarken, gölgesine sokanlar ve onu bu şekilde kuyuya atıp gidenler çekirdek alıp izledi…
Kuantumda her olasılık vardır ama her olasılık gerçekleşmez.
Olasılığı gerçekleştiren senin niyetin, düşüncen, eylemin ve karşına çıkan "ölçüm cihazlarıdır."
Yani sen neysen, neyi istiyorsan, neyin frekansındaysan onu çekersin. Evren sana her zaman bir seçenek sunar.
Doğru yolu seçtiğinde evren seninle yürür, yanlış yolu seçtiğinde bile önce seni izler.
Ama bir yerden sonra durur…
Çünkü evren adaleti sever.
Şenol Durur işte bu dengenin örnek bir figürü oldu.
Zamanında çok güçlüydü.
Kalemler onun için oynar, telefonlar onunla çalardı.
Sadece belediye binasında değil, kentin tüm siyasi damarlarında adı geçerdi.
Ama bazen en çok konuşulan, en hızlı yükselen, en sert şekilde düşer. Çünkü hızlı yükselenin başı döner…
Etrafındaki gölgeler büyür.
Kendi gölgesi bile yabancı gelir insana.
Şimdi Şenol Durur, il başkanlığı için konuşulan bir isim.
Ama bir farkla…
Bu kez arkasında kim var, kim yok belli değil.
Eskisi kadar yüksek sesle konuşulmuyor ismi.
Yanlış yönlendiriliyor.
Yeni kuyulara itiliyor.
Şu bir gerçek ama…
O artık sınandı.
Evrenin terazisinden geçti.
Kimi günlerde haksızlıkla, kimi günlerde kendi hatalarıyla.
Zaman değişti.
İl kongresi sadece sandıktan ibaret değil.
Bu yeni bir sınav.
Bakalım geçebilecek mi bu sınavı?
Kimin evrenin yönünü izleyerek geldiği, kimin başkalarının gölgesine sığınarak ve kirli düşüncelerine alet olarak yürümeye çalıştığı belli olacak.
Her şey gibi bu da geçecek elbet.
Ama bir şey kalacak:
İsimler değil, izler…
Ve o izler, sonraki seçimde değil, sonraki hayatta bile karşımıza çıkacak.
Şenol Durur ya bu kez gerçekten kendi olarak yürüyecek…
Ya da yine başkalarının gölgesinde, kendi kazdığı kuyuda yankılanacak.
Ya her şeye rağmen kendi ışığıyla kazanmayı seçecek…
Ya da kendini karanlıkta bırakan düşüncelerde bir kez daha kaybolacak.
Ve çok büyük kaybedecek!
Kuantum Özge der ki:
“Sanma ki yaptıkların karşına çıkmaz.”