1999 yılında Eskişehir’de belediyelerde Yılmaz Hocalı yeni bir dönem başladığında, sosyete meclisi kavramı da ortaya çıkmıştı. Rahmetli Ecevit, CHP’ye karşı DSP’yi kurarken, ‘seçkinler’ yerine sıradan halk kitlelerini tercih etmişti. Ama Eskişehir’de 1999 sonrasında belediyemeclislerinde, halk kitleleri yerine Eskişehir’in seçkinlerinin yakınlarının tercih edileceğini rahmetli Ecevit de tahmin edemezdi. Erdal Şahbaz’ın değerlendirmesi de, Ünlüce’nin başkan olması da bu açıdan değerlendirilmelidir. Bunlar ileri yıllarda doktora tezi çalışması olacaktır.
ÖZAL ÖRNEĞİ
Bugün de meclislerde sosyetenin yansımaları tabii ki var. 12 Eylül’den sonra, sosyetik yapılanmalarının yanı sıra Özal döneminde, işadamları da siyasete girmeye başladı. Bizzat Özal o zaman işadamlarını siyaset için teşvik etti. Türkiye tarihinde ilk örneklerdir. Tepebaşı Belediye Başkan yardımcısı Erdal Şahbaz, işadamlarının bir örneğiydi. Önceki gün kendisi istifa etti. Şahbaz, siyasete niye girdi. Aslında işlerinden başını kaşıyacak bir durumu olmayan işadamı niye siyasete girer. Şahbaz, Tepebaşı belediyesinde Ahmet Ataç sonrasında başkan olmayı hedefledi. Şunu unutmuştu. Siyaset monte ile olmuyor.
GENÇLİK KOLLARI
Bazen buradan da yazıyorum. Bazı meslekler okulunu da okusan, sokaktan başlayacaksın. Gazetecilikte böyledir. Birçok mesleği yaptıktan sonra gazetecilik yapmaya kalmak, tutmaz. Genç yaşlarda okulunu da okusan, sokaktan sırtında çanta ile başlayacaksın. En iyi gazetecilerde polis ve Adliye muhabirlerinden çıkar. Siyasete de gençlik kollarından veya gençken partinin bayraklarını asarak başlanır. Sonrasında başlarsan, Erdal Şahbaz gibi olursun. Herkesin siyasetçi olmaya hakkı vardır. Ancak, zaman ayarlaması iyi yapılmalıdır. Bir gün param, pulum var. Zenginim CHP’de siyasete başlayacağım dersen, bir yerde çuvallarsın. CHP’nin yapısı buna uymaz. Emekçi Seyit seni bertaraf eder.
İŞARETLE BAŞKAN
Son yerel seçimde, Yılmaz Hoca’nın yaşı nedeniyle aday yapılmayacağı belli olmuştu. Peki, yıllardır deneyimli iki belediye başkanı vardı. Kazım Kurt ve Ahmet Ataç’dan hangisi Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığına getirilecekti. Ataç ağır basıyordu. Kurt çevresi ise çalışmalara başlamıştı. Bir kişinin iki parmağı Ayşe Ünlüce’nin aday olmasını sağladı. Genel başkan Özgür Özel’e o parmak hareketini kim yaptı?O da hemen kabul etti. Bunu da başka bir gün yazacağım.
BAŞKAN OLMAK ÖNEMLİ Mİ?
Bir söz vardır. Yukarıdakiler, aşağıdakiler kadar güvende değildir. Makamlar büyüdükçe, sorumluluğun artması lazım. Bunun için makamı yüksek olanın, rüzgarlı ortamda tutunmasının zorlukları anlatılır. Ekibinin, danışmanlarının iyi olması ve iki yıllık gelişi güzel okullardan mezun olmaması gerekiyor. Erdal Şahbaz da, belediyeyi okul yönetimi veya dershane gibi yönetimi gördü. Belediye de her kategoride halkla iletişim içinde olman gerekiyor. Mahalle delegesi de, fabrika işçisi de, iş adamı da senin muhatabındır. Dün yazdım. Orman yangınları için Eskişehir itfaiyesinde Ayşe Ünlüce pasta kesiyor. Eskişehir’de 10 şehit olduğu iletişimcilerinde içinde olduğu pasta kesenler tarafından hatırlanmıyor. Bu fotoğraf, ibretlik fotoğraflar içinde yerini aldı. Bu işin bahanesi yok. Daha önce de Ünlüce adına atılan bir tivit, Eskişehir içinden ve dışından 100 bin kişinin tepkisine neden olmuştu. Güç insanları çok çabuk zehirlememelidir. Çevre ve iş arkadaşları önemlidir. Siyasetin içinde yetişmeyenler, halka tepeden bakar. Bakar da sonu ne olur? Biz Yunus Emre’nin şehriyiz. En azından onu okuyun. Solcu oldunuz. Nazım ‘ı ve Atatürk’ün Nutkunu okuyunuz. İmamoğlu bile ikisini cezaevinde, 60 yaş sınırında okuyor. Öğrenmenin ve gelişmenin yaşı yok.