Toplu taşımanın elbette belirli kuralları var, bu konuda şüphe yok. Ancak belediye otobüsü ile sütün taşınmadığına ilk kez tanık oluyorum. Hemen her gün toplu taşıma kullanan birisi olarak zaman zaman ilginç olaylara tanıklık ediyorum. Örneğin evinin erzakını aldığını söyleyen bir kadının eşyasının “atık malzeme” olduğu gerekçesi ile araca alınmadığına da tanıklık ettim, elinde 5 Litrelik süt bidonu olan bir başka vatandaşın durakta otobüsten indirildiğine de tanıklık ettim. Elinde 5 Litrelik süt bidonu olan bir bayan otobüse binemiyorsa örneğin elinde 5 litrelik su olan bir vatandaş da otobüse binebilir mi? Ya da market alışverişini evine otobüsle götürmek isteyen bir vatandaş otobüse binse ne olur? Bana garip gelen davranışlar. Hikaye anlattığımı düşünmeyin. Vatandaş kendi arasında her türlü eleştiriyi yaparken, kendisine mikrofon uzatıldığında konuşmuyor olsa da yinede biz onların sıkıntılarını dile getirmeye devam ederiz.
Geçtiğimiz günlerde otobüse bindim. Akşam saatlerinde eve dönmeye çalışırken Alanönü otobüs durağında otobüs yolcu almak üzere durdu. Birkaç kişi otobüse bindi. Bu arada elinde 5 litrelik süt ile otobüse binen hanımefendiye otobüs şoförü; “Süt ile otobüse binmek yasak. Israr ederseniz polis çağırmak zorunda kalırım. Otobüsten aşağı inin” diye seslendi. Hanımefendi, “Bundan sonra bende senin bir yanlışını görürsem polise söylerim” diye cevap verdi. Sonrasında kadın otobüsten inmek zorunda kaldı.. Yanımdaki yolcu ile “bir daha ki sefere kadar yazık değil mi?” diye söylendik birbirimize..
Doğrusunu isterseniz otobüs şoförü belki kurallar gereği haklı olabilirdi. Ancak burası Eskişehir ve insanlar zaten kıt kanaat geçinebiliyor. Durum pek çok zaman yapıldığı gibi idare edilebilir miydi? Elbette idare edilebilirdi. Bazıları diyebilir ki “Avrupa da olsa böyle olmaz!” Orası Avrupa , burası Türkiye.. Şartlar ve imkanlar çok farklı… Düşünün asgari ücretle veya emekli maaşıyla geçinmek için adeta can çekişen insanlar ülkesinde 5 litre sütü eve götürmek için insanlar taksi mi tutmalı? Ya da aracıyla mı gelip gitmeli? Marketten yapılan alışverişi insanlar evine neyle götürsün? Bu kadarı da fazla gerçekten… Bu konunun bir başka su götürür tarafı üç harfli marketten alınan veya büyükşehir belediyesinin halk büfesinden alınan şişe sütü insanlar evine minibüsle mi götürsün? Yapmayın etmeyin Allah aşkına… Hikaye anlatmıyorum dedim ya… Yaşanmış bir olaydan söz ediyorum… ya bu kurallar çok büyük harfler ile otobüslere yazılıp asılsın, ya da sürücüler ile vatandaş karşı karşıya getirilmesin.
“Kural yoktur, şoför kafasından uydurmuştur” demiyorum, keyfi uygulamalara son verilsin de herkes nerede duracağını bilsin diyorum. Halkın parasıyla alınan, kimsenin babasının malı olmayan otobüsler ile ilgili kural koyucular gereğini yapsın diyorum. İnsanları mağdur etmeyin, yolda belde bırakın mağduriyeti insanları insan içinde mahcup etmeyin diyorum. Emin olun o gün akşam kendimi o kadar çok olayı yaşayan hanımefendinin yerine koydum ki, kendi kendime utandım. Aynı şeyi ben yaşasaydım ne olurdu diye düşündüm. Büyük bir mahcubiyet içerisinde gözüme uyku girmedi. Daha ne ilginç güzellikler(!) yaşayacağız bu Avrupa(!) kentinde bilemiyorum. Mutlaka bu yaşanan olaya yetkilileri bir cevabı vardır. Bu arada otobüs şoförünü de kesinlikle suçlamıyorum. Çünkü bazen emir demiri keser diye bir söz var ya, onlarında emir kulu olduklarını düşünüyorum. Şoförlerin çalışma şartlarını ve yaşadıkları zorlukları da yakından bilen birisiyim. Akşama kadar en az bin kişi ile muhatap olan, vatandaşa şoförlüğün dışında danışmanlık hizmetini de yanında promosyon olarak sunan şoförlerin de bir ailesinin olduğunu ve onlara karşı sorumluluk taşıdıklarını da biliyorum. Umarım yaşadığımız bu olayın bir benzeri yaşanmaması için gerekli uyarılar veya düzenlemeler yapılır.