Son günlerde Eskişehir’in gündeminde Yeşiltepe Mahallesi var.
Mahallede yapılması planlanan dönüşüm umut kadar endişe de yaratıyor.
Askıya çıkarılan ada bazlı imar planı gerginlik yaratmış durumda.
Süreci yakından takip edenlerin başında Yeşiltepe Mahalle Muhtarı Meryem Açıkgöz bulunuyor.
Geçtiğimiz günlerde, Fatih Caddesi – Salon 26 Kıraathanesi önünde bir toplantı düzenlendi. Toplantıya AK Partili Tepebaşı Meclis Üyeleri de katıldı.
Muhtar Açıkgöz’ün konuşması ise, mahalle halkı arasında büyük tepki topladı.
O konuşmadan dikkat çeken cümleler şöyleydi:
“Üzgünüm. Belediye ile toplantıyı neden yapmadım biliyor musunuz? Bunun için. Gerçek bilgi sahibi olmak isteyenleri susturacaksınız diye yapmadım. Ben istemedim. Kimseyi suçlamıyorum. Önce sayın meclis üyelerim, il başkanım, ilçe başkanıma teşekkür ederim. AK Parti ve CHP Tepebaşı Meclis üyelerine tarihte Yeşiltepe için siyaset yapmadan oy birliğiyle karar verdiler. Ben teşekkür ediyorum. Bu toplantı nedir biliyor musunuz? Burada 100 kişi yokuz. Milletin çatısı akıyor. Ne kadar cahiliz?”
Mahalle halkı, “cahilsiniz” sözüne takıldı.
Benim takıldığım ise “Ben istemedim” oldu.
İkisi de boşuna değil.
Öncelikle, halkın cahilliğini sorgulamak sana mı kalmış Sayın Muhtar?
Halk senin gibi düşünmüyor diye mi cahil oluyor?
İnsanlar evini, mülkünü, geleceğini sorguluyor…
Bilgi sahibi olmadan imza atmak istemiyor.
Bu mu cahillik?
Cahillik nedir biliyor musun?
Kendini her şeyin en doğrusunu bilen sanmak…
Halkı kendi doğrularına körü körüne inandırmaya çalışmaktır.
Okumamak cahilliktir belki ama karşındaki insanı anlamamak çok daha büyük bir cahilliktir.
Küçümsemek, ukalalık etmek, halkın iradesini yok saymaktır.
Bir de o “Ben istemedim” meselesi var…
Bu cümle bir mahalle muhtarının ağzından değil sanki kendi saltanatını ilan etmiş bir yöneticinin ağzından çıkmış gibi.
Ne demek “Ben istemedim?”
Orası senin mülkün değil, o karar senin keyfine göre alınmaz.
Orada yaşayan insanların geleceğinden bahsediyoruz, yıllarca biriktirdikleri, çocuklarının rızkı olan evlerinden…
Eğer sen o halkı temsil ediyorsan, seni o “cahil” dediğin halk seçti.
Onların sesi ol diye.
Kapalı kapılar ardında karar ver diye değil.
Bu yüzden mesele sadece bir imar planı değil…
Bir mahallede kimlerin söz hakkı olduğunun meselesidir.
Unutma Sayın Muhtar!
Halkın evleri yıkılacaksa önce onların sesi duyulmalı.
Çünkü sen o koltuğa kendi tespihini çevirmek için değil, halkın derdine çare olmak için oturdun.
Ama belli ki bazıları tespihin tanelerini sayarken halkın rızkını saymayı unutmuş.
Ve Yeşiltepe bunu unutmaz.
Çünkü bir mahallede adalet ancak tespih sallayan değil, elini taşın altına koyan muhtarlarla mümkündür.
Eeee ne diyelim artık!
Eline tespihi alıp, halkın kaderini boncuk boncuk diziyorsun ya...
Unutma!
Bir gün o boncuklar dağılır.
Tespih ipi kopar.
Ve ilk düşen tane sen olursun.
Kuantum Özge der ki:
“3 aydır sınavdaydım. Evren bana nasıl bırakılacağını öğretti.”