Dünya çiftçiler gününü kutladık. Tarımda kadının payını katkısını tartıştık. Ziraat Mühendisleri Odamız bu konuda yaptığı açıklamada,” Tarımda kadın emeği görünmez, güvencesiz ve insan onuruna yakışmayan koşullarda varlığını sürdürüyor” dedi. Son yıllarda kırsal kesimde yaptığı çalışmalar ile tanınan Tepebaşı Belediye başkanı kadın üreticiler için açtıkları pazarları ziyaret ederek, kadınların üretime verdiği katkıyı övdü.
SORUNLAR İLE GÜNDEME GELİYOR
Eskişehir’de ilçe belediyelerimizin katkıları ile tarım ilerleme gösteriyor. Dünyanın bu halinde, şehirde yol yapmaktan kırsalda tarım üretimi yapanlar desteklenmelidir. Tarım, yıllardır ülkemizde sorunlarla gündeme gelmiş bir konudur. Tarımımız ile ilgili yorumlar yapılırken, en önemli ve belirleyici ifade şudur: "Dünyada kendine yeten 7 ülkeden biriydik ama şimdi dışa bağımlı olduk" Kendine yeten 7 ülke, 90'lı yıllara kadar dillerde dolaşan kalıplaşmış bir ifadeydi. Kendine yetemeyen duruma neden geldiğimizi ve yeniden kendine yetebilmek için neler yapmamız gerektiğine hepimiz kafa yormalıyız. "Üreten Türkiye" yi yeniden ortaya çıkarmalıyız.
GIDA GÜVENLİĞİNİ ANLAYALIM
Geçmişte büyük yanlışlar yapıldı, halen de yapıldığına tanık oluyoruz. Ama iyi yapılanları ortaya çıkararak, sorunları çözmeliyiz. Bugün Türkiye'nin tarımsal üretimi ve dolayısıyla gıda güvenliği önünde önemli sorunlar bulunuyor. Bu durum çarşıya, pazara pahalılık olarak yansımakta, çiftçi hak ettiğini kazanamamaktadır. Tarla-bahçelerimiz parçalı, üretim alanları küçük ölçekli, meralar ve tarım arazileri işgal edilmekte, çiftçi örgütsüz, tarımsal KİT'ler ve tarım satış kooperatifleri birlikleri satılmış, kapatılmış ya da etkisizleştirilmiş, girdi maliyetleri tavan yapmış, çiftçi ürettiğini pazarlayamayan duruma gelmiştir. Atatürk'ün der ki, “sadece askeri değil ekonomik olarak da bir saldırıya maruz kalınabilir fakat asla umutsuzluğa kapılanmamalıdır”. Bugün, tarım bitti diyenler var. Bu umutsuz ruh hali ve yıkıcı ifadeler tehlikelidir. Önemli olan sorunu çözmektir. Olumsuzlukları ortadan kaldırmaktır. Bugün hepimize düşen teme mesele, yeniden ayağa kalkmanın ve üretmenin önündeki en büyük engelleri birbir ortadan kaldırmaktır.
ÇALIŞKAN ÇİFTÇİMİZ VAR
24 milyon hektar ekilebilir tarım arazisine, sayısı 2 milyonu aşan dünyanın en çalışkan çiftçisine, 1 milyon 300 bin adet traktöre, akarsulara, verimli topraklara, güneşe, iklime sahip olan Türkiye'de umutsuzluğa gerek yoktur fakat çalışmaya ihtiyacımız vardır. Topraklarımızın büyük sulama projeleriyle sulanmasına, devletçi tarım politikalarına, çiftçilerimizin örgütlenmesine ve bir toprak reformuna ihtiyacımız vardır. Kadın çiftçi sayımız, genel çiftçi sayısı içinde yüzde 28’lerdedir. Bu sayısı yüzde 50’lere getirdiğimiz de de sorunu çözmek olacağız.
TARIMIMIZ GELİŞMELİ
2030 tahminlerinde Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağımız tahmin ediliyor. 1938 den sonra Atatürk'ün çizdiği yoldan ayrılmasaydık, şimdi lider ülkeydik. Türkiye'nin yapması gereken çok üretmektir. Gelişmiş bir ekonomide güçlü tarım ekonomisi ile olur. Kısacası, tarımımızın sorunlarını çözmeden ekonomik olarak gelişmiş güçlü Türkiye'yi yaratamayız. Umutsuzluk yok.