Ekonomik kriz en çok orta kesimi vuruyor. Ücretle çalışanlar ve küçük esnaf, sanatkârlar, kısacası emeği ile geçinenler ekonomik gidişattan çok etkileniyor. Taksici esnafı 160 liralık indi-bindi uygulamasının işlerini durdurduğunu dar gelirlinin artık toplu taşımayı tercih etmeye yöneldiğini söylüyor. Şehirdeki toplu taşım seferleri de azaltıldığı için, tramvay veya halk otobüslerine binmekte zorlaştı. Eskişehir’in bir özelliği de emekli kenti olmasıdır. Emeklilerimizin durumunun nasıl olduğunu herkes biliyor.
ALIŞ-VERİŞ YOK
Geçtiğimiz günlerde Odunpazarı’n da, semt pazarına çıktım. Pazarın en kalabalık olması gereken saatin de, pazarda alış-veriş yapan çok az insan vardı. Pazarcı esnafı, bu yıl ki az müşteriyi daha önceki yıllarda görmediklerini söylediler. Pazarcının fiyatları düşürmesine rağmen, ürünler ellerinde kalıyor.
TAKSİMETRE
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, tarihinde ilk kez taksi ücretleri tarifesinde indi-bindi ücreti sistemine geçti. Eskişehirli taksiciler, indi-bindi tarifesi olarak 160 lira alıyor. Bu tarife iki kilometrelik yol için geçerli olduğunu taksiciler, taksilerin arka koltuklarının bulunduğu kapılara yapıştırarak, Eskişehirlilere duyurdu. Taksiciler, çarşı pazara giden özellikle dar gelirli orta yaş üstü Eskişehirlilerin ortalama 70 lira ücret vererek, evlerine giderken, şimdi ciddi sayı oluşturan bu kesim taksiye binemiyor. Müşteri kaybı yaşanıyor. Ekonomik kriz ortamında hesapsız kitapsız ya da tuzu kuru Eskişehirlilerin aldıkları kararlar, dar gelirli kesimi etkilemeye devam ediyor.
BEN BİN LİRAYA ÇALIŞIRKEN
Geçtiğimiz gece bindiğim taksici, Orta direğin 160 Lira taksi ücreti ile sınavının olduğunu belirterek,” Şehrimizdeki orta kesim taksiye binmekten vazgeçti. Zengin kesim biniyor. Mesela gece kulüplerine 20-30 bin lira ücret ödeyen Eskişehirli 2 Bin-3 Bin lira vererek taksiyi gece kulübünün kapısında bekletebiliyor. Ama çarşıdan aldığı alış veriş çantası ile eve gitmek isteyen artık taksi yerine tramvaya biniyor. Bende gecede Bin lira kazanıyorum. Aradaki ücret uçurumun giderek arttığını görüyorum. Emekliyim ama çalışmak zorundayım” dedi.
ÖZAL İLE ÇIKMIŞTI
Taksimetre ile Özal zamanında tanışmıştık. Taksi plakası o zaman değere binmişti. Şimdi plakalar Büyükşehir’e devredildi. Bugün arkadaşlarımızın yaptığı haberden de bir kez daha krizin farkına varıyoruz ki, Eskişehir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Akın Yüksel, hacizlerin yavaş yavaş geldiğini söylüyor.
Genç işsizlik artıyor. Ev genci kavramı yerleşti. Gençlerimizin çoğu iş bulamadığı için iş aramaktan vazgeçti. Bir arkadaşım anlattı. Türkiye’nin en önde gelen üniversitelerinden olan İstanbul Teknik Üniversitesi ile Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü, tarihlerinde ilk kez iş bulamayan mezunlarının kendilerine başvurmasını istedi. İki üniversitenin öğrencileri daha mezun olmadan iş buluyorlardı. İki üniversitenin gözde bölüm mezunları bile son yıllarda iş bulmak zorlanmaya başladı. Bu üniversitelerin rektörlükleri de devreye girdi.
İşsizlik artarken, köylü, çiftçide üretimden kopuyor. Ziraat Mühendisi bir akrabam, çiftçilerin üretimden vazgeçtiğini belirterek, “ Ben çiftçiye tohumdan, ilaca karşı ucuz ürün sağlıyorum. Bu yıl gördüm ki, çiftçi üretimden vazgeçiyor. Beslenmemiz bile tehlikeye girecek” dedi.
YERLİ MALI
Biz ilkokula giderken, yerli malı günleri vardı. Okulda ilk öğrendiğimiz şey dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olduğumuzdur. Şimdi, marketlerde başka ülkelerden hem de bize binlerce kilometre uzak ülkelerden mercimek ithal ettiğimize şahit oluyoruz. Marketten satın almak için yerli mercimek arıyoruz. Şarkıdaki gibi nereden bakarsanız, tutarsızlık var. Bu sorunları gelecek nesillerimiz için kısa sürede çözmeliyiz.