Eskişehir’in Şehir Tiyatroları ile macerası çok eskiye dayanıyor. Rahmetli Hasan Polatkan’ın bakanlığı döneminde, bugünkü Süleyman Çakır Lisesi yerine Opera binası olarak yapılırken, bina o günün politik ikliminde yapılamadı. Ne zamana kadar bu işler bir ileri iki geri olarak devam etmiştir. 25 yıl öncesine kadar, tiyatro varken yok olmuş. Yokken var olmuştur. 25 yıl önce tarihten gelen o güç, bir kez daha harekete geçti. İlk önce Şehir Tiyatroları, kısa süre sonrada Senfoni orkestrası hayata geçti. Ülkemizin bazı şehirlerinde belediye destekli Şehir Tiyatroları var. Ancak, belediye senfoni orkestrasına sahip tek il Eskişehir’dir. Başka bir Büyükşehir Belediyesinin Senfoni Orkestrası yok. Oda orkestrası gibi küçük orkestralar var. Dün şehrimizde Şehir Tiyatrolarının ile Senfoni Orkestrasının yeni sezonuna dair tanıtım toplantısı yapıldı. Başka bir belediyenin senfoni orkestrası olmaması durumuna vurgu yapılmadı. Çünkü biz var zannediyoruz. Bu durumda Eskişehir’e has bir özelliktir. Bu sezon hem tiyatronun hem de senfoninin iyi hazırlanmış yeni sezon programı şehrimiz basın mensupları ile paylaşıldı. Her şeyden önce 2025-2026 kültür sanat programı hepimize hayırlı olsun. Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ile Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hakkı Kuş ve Eskişehir Senfoni Orkestrası Müzik Direktörü Prof. Burak Tüzün, yeni sezona dair düşüncelerini bizle paylaştı.

TÜRKİYE’NİN EN İYİLERİ

Dünkü basın toplantısında Burak Tüzün ve Hakkı Kuş konuşurken, 25 yıl öncesi gözümün önünden geçti. Şehir Tiyatrosu Haller Sahnesinde başladı. Haller sahnesi sadece Eskişehir kent merkezinde oturanların değil, köylerimizde, bugünkü deyim ile kırsal kesimde oturanları bile etkiledi. Dünyanın en eski sanatlarından biri olan tiyatro Eskişehir’e yerleşik olarak 25 yıl önce geldi. Ama herkesi sardı. Bugün Şehir Tiyatrolarımızın 8 sahnesi var. 8 sahnede seyirci rekoru kırıyor. Çevre illerde yaşayan yurttaşlarda olanakları ölçüsünde Eskişehir’e gelerek, Şehir Tiyatrolarını izliyorlar. Tiyatro sezonu açtığında yıllık 100 bin izleyicileri de harekete geçmiş oluyor.

BAŞKA ŞEHİRDE YOK

Senfoni, müziğin daha rafine halidir. Dünyada belirli bir kesime hitap eder. Eskişehir’de seyirci kitlesi 20’den 25 yılda 50 bine çıktı. Yani, orkestra kendi seyircisini yarattı. Bu durum her halde dünyanın başka bir şehrinde görülmez. Senfoni orkestrası da, 25 yıl önce çalışmalarına İki Eylül Caddesinde, otoparktan dönüştürülen küçük salonda başladı. Devamlı takip eden seyircisi ben ile birlikte 20 kişiydi. Her hafta seyirci sayısını sayardım. Sonra, opera binasındaki salona geçildi. Salon dolmaya başladı. Son birkaç yıldır, 2 bin kişiye konser vermeye başladı. Salon Atatürk Kültür Merkezine alındı. Yeni orkestra şefi Burak Tüzün ile yıllara dayanan dostluğumuz var. Geçtiğimiz Ağustos ayında Büyükşehir Belediyesindeki görevine başladı. Konserler bu yıl Perşembe gününe alındı. Seyirci günleri karıştırmasın. Tüzün’ün orkestra şefliğini yaptığı pek çok konserde, bizde yerimizi sürekli aldık. Bu konser sayısı 1000’ler ile ifade edilir. Bundan sonra konserlerin kalitesi ve niteliği artacaktır. Eskişehirli bu durumu kısa sürede görecek ve farkına varacaktır.

VEFA ÖNEMLİDİR

Burak Tüzün’ün bir yeniliği de, Eskişehirli olan Prof. Gürel Aykal adına orkestra şefliği yarışmasıdır. Aykal, babası Mahmudiye ilçesindeki Çifteler Köy Enstitüsünde müzik öğretmeni olarak görev yaparken, dünyaya geldi. Yine ünlü bir orkestra şefimiz olan Prof. Rengim Gökmen, bu yarışmada, direktörlük yapacaktır. Orkestra şefliği yarışması ülkemizde çok ses getirecek. Yeni şeflerin ortaya çıkmasına, neden olacak. Vefanın önemi de bu yarışma ile bir kez daha ortaya çıktı.