Geçtiğimiz günlerde yakın arkadaşlarım eşleri ve çocukları ile Balkanlara gitmek istediklerini söylediler. Bende adres vereyim oradaki Türkler ile de görüşün, size yardımcı da olurlar dedim. Yunanistan’a eşi ve çocukları ile gitmek isteyen arkadaşım, onlarla nasıl anlaşacağını sordu. Bende kestirmeden Türkçe dedim. Balkanların tüm ülkelerinde Türk kökenlilerin beş yaşındaki çocukları bile bizim gibi Türkçe konuşur. Demirel sağlığında Adriyatik’ten Çin seddine kadar Türkçe konuşarak gezilebileceğini boşuna söylememiş.
Avrupa Birliğine bağlı ülkelere gitmek için özel vize gerekiyor. 3 milyonu aşın Türk vatandaşı vize bekliyor. Özellikle erasmus öğrencileri veya üniversite öğrenimlerini Avrupa da yapmak isteyen Türk öğrenciler zorluk yaşıyor. Bu durum da 50 bin öğrenci olduğu söyleniyor. Tepebaşı Belediye meclisinde de Leman dergisi üzerinden Balkanlar tartışması yapıldı. Başkan Ataç’tan bu tartışmaya taraf olanların Bulgaristan’a götürülerek orada bırakılması önerildi. CHP’lileri veya AK Partili meclis üyelerini balkanlara götürmek, özellikle de Bulgaristan veya Yunanistan’a götürmek gerekir. Her partinin bir Balkanlar politikası olmalıdır. Çünkü Türkiye’nin savunması Kıbrıs ve Balkanlardan başlar. Yakın tarihte Kıbrıs ve Balkanların önemli olduğu görüldü.
BULGARİSTAN’DAKİ BÜYÜK CAMİ
Tepebaşı Belediyesi meclisindeki tartışmaların odağındaki Atilay Dalgıç, babamın umre arkadaşıdır. Hakkında yazılıp çiziliyor ya da Bulgaristan’a gitmesi istenen Dalgıç, Cuma namazlarını da kaçırmaz. Ramazan da bir ay orucunu mutlaka tutar. Babam ile Edirne’deki Selimiye Camisinden sonra Balkanların ikinci büyük camisi olan Bulgaristan’ın Şumen ilindeki ‘Tombul Camisi’n de Cuma’ya gideceklerdi. Ancak henüz olmadı. Önümüzdeki Ekim ayında olacak. Avrupa Birliği vatandaşı olan 94 yaşındaki babam Bulgaristan nüfus kâğıdı ile Avrupa’da gezerken, Atilay Dalgıç vizesiz Avrupa’ya gitmeyi sağlayan yeşil pasaportunu yeni aldı. Ekim ayında, Dalgıç o pasaportu kullanacak. Bulgaristan’daki müftüler özellikle baskı dönemlerinde biizm aileden olmuştur. Balkanlarda iz bırakmıştır.
GÖTÜR BIRAK
Yunanistan’daki ve Bulgaristan’daki bütün camiler açıktır. Beş vakit ezan okunmaktadır. Her iki ülkede de kendi Diyanet Başkanlıkları vardır. Mesela Şumen’deki camiye hem Bulgaristan hem de Türkiye Diyaneti birer imam görevlendirdi. Her ikisi de birlikte görev yapıyor. Maaşlarını kendi Diyanetlerinden alıyorlar. Tepebaşı’nın Bulgaristan’da kardeş şehri vardır. Benim katkılarım olmuştur. Dobriç’teki kardeş şehri ziyaretimizde bir sabah başkan Ahmet Ataç, Osmanlı dan kalan camileri ziyaret etmek istediğini söyledi. Sabah namazında birlikte bu camileri ziyaret ettik. Hatta ben fotoğraflarını çektim. Balkanlar hakkında gelişi güzel konuşanlara şunu söylemek isterim. Eskişehir’de 1 milyona yaklaşan nüfus var. Bu nüfusun bizim tespitlerimize göre 250 bini Osmanlı Rus savaşından bu yana, yani 100 yıllık süreçte Eskişehir’e gelip yerleşmişlerdir. Bu sayı bugün 250 bin civarındadır. Bu kitleden bir birey olarak bugün bir Balkan derneğinde yöneticilik yapıyorum. Balkanlarda Osmanlıların mabetlerini ziyaret etmek isteyenleri götürebiliriz. Balkanlardaki tekkelerden büyük kısmı Sucaettin Veli’ye bağlıdır. Bağlar kopmuştur. Zaman zaman bu köşede yazıyorum. Kim olursa olsun belediye meclislerinde sadece Eskişehir ile ilgili konuların konuşması gerektiğini düşünüyorum. Osmanlı devletinin bir balkan devleti olduğunu hatırlatarak, yazımı bitiriyorum. Balkanlar olmasaydı, Eskişehir’de bugün bu şekilde olmazdı.